Tam da maçın biteceğini düşündüğümüz bir anda... İşte o an! Macaristan savunmasını yaran milli futbolcumuz, fileleri havalandırdı. Tribünler ayağa kalktı, herkes şaşkındı adeta.
Aslında maçın genelinde baskın olan taraf bizdik. Topa sahip olmada, pozisyon üretmede oldukça iyiydik. Ama şans yüzümüze gülmüyordu bir türlü. Kaleciyle burun buruna gelen iki net fırsatı kaçırdığımızda, 'acaba bugün olmayacak mı?' diye düşünmeden edemedim.
İlk Yarıda Denge Hakimdi
Maçın başlangıç dakikalarında iki takım da birbirini ölçüp biçti. Orta sahada mücadele yoğundu, top kayıpları fazlaydı. 25. dakikada sol kanattan güzel bir ortayla ilk ciddi pozisyonu biz bulduk ama kafayı auta attı genç oyuncumuz. Heyecanı mıydı, yoksa teknik bir hata mıydı, bilemedim.
Macarlar ise kontrataklarla tehlikeli olmaya çalışıyordu. 38. dakikada kalecimiz Mert-Yusuf'un yaptığı kurtarış, maçın kaderini değiştirebilecek nitelikteydi. Öyle ki, tribünlerden 'Oooo!' sesleri yükseldi.
İkinci Yarı ve O Beklenen Gol
İkinci yarıya daha agresif başladık. Sanki teknik direktörün verdiği talimatlar işe yaramıştı. Press yapma tempomuz arttı, topu daha fazla rakip yarı sahada oynar olduk. Ama tam 'gol yakın' derken, 67. dakikada beklenmedik bir kontratakla Macaristan öne geçti.
O anda stadyumda çıt çıkmadı. Seyirciler donakaldı. Bizim çocukların yüzündeki hayal kırıklığı görülmeye değerdi. Ama pes etmediler, asla!
85. dakika... Sol kanattan harika bir pas. İçeri giren oyuncumuz, sanki bütün maçın hıncını çıkarcasına vurdu topa. Fileler havalandı, sevinç çığlıkları stadyumu inleti. İşte futbolun güzelliği de burada zaten - son ana kadar asla bitmeyen umut!
Maçın Ardından
Beraberlik sonucu belki ideal değildi ama hiç yoktan iyiydi. Genç oyuncularımızın mücadeleci ruhu ve pes etmeyen tavrı gerçekten takdire şayan. Bu maç, gelecek için umut verdi bana. Sizce de öyle değil mi?
Teknik direktör maç sonu yaptığı açıklamada, 'Genç oyuncularımızın tecrübe kazanması açısından önemli bir müsabakaydı' dedi. Haklı da - bu tür maçlar onları olgunlaştırıyor, geleceğe hazırlıyor.