İşte böyle maçlara denir! Tam bir heyecan fırtınasıydı diyebilirim. Türkiye Milli Futbol Takımı, Gürcistan karşısında sahaya çıktı ve adeta bir gösteri yaptı. 3-1'lik skor gerçekten hakedilmişti, kim ne derse desin.
Hakan Çalhanoğlu'nun oyun kuruculuğu muhteşemdi. Adam sahada bir orkestra şefi gibiydi - top onun ayağındayken her şey daha farklı oluyor. Kendisi maç sonunda, "Biz bu takımız işte! Dünya Kupası'na gitmek bize çok yakışır" diyerek takımın moralini ve hedefini özetledi. Bu sözler tribünlerde adeta yankılandı.
Montella'nın Taktik Dehası
Vincenzo Montella ise - şapka çıkartmak lazım - harika bir iş çıkardı. İtalyan hoca, "Bu galibiyet sadece üç puan değil, bir mesajdır" derken aslında her şeyi anlatıyordu. Takımın oyun anlayışı, savunma-orta saha dengesi gerçekten takdire şayan.
Gürcistan'ın tek golü bile moralimizi bozmadı. Aksine, takım daha da kenetlendi. Şöyle bir düşünüyorum da, son yıllarda bu kadar uyumlu bir milli takım görmemiştim doğrusu.
Futbol Dünyasından Yorumlar
Maç sonrası sosyal medyada bir sel gibi aktı övgüler. Eski futbolcular, yorumcular, taraftarlar - herkes aynı fikirde: Bu takım farklı. Dünya Kupası yolculuğunda ciddi bir aday olduğumuz artık su götürmez bir gerçek.
Bir yorumcu haklı olarak şunu söyledi: "Türkiye artık sadece galip gelmek için değil, nasıl galip geldiği için konuşuluyor." Bu kadar doğru bir tespit olamazdı herhalde.
Takımın genç oyuncuları da - işte onlar gelecek vaat ediyor. Tecrübelilerle gençlerin uyumu sahada gözle görülür şekilde belli oluyor. Bu harmanlama işini Montella gerçekten iyi başardı.
Peki ya taraftar? Onlar yine harikaydı. Stadyumu inletmeleri, oyunculara destek olmaları - işte bunlar paha biçilemez. Milli maçlarda bu enerji olmazsa olmaz.
Dünya Kupası Yolunda
Şimdi sırada daha büyük hedefler var. Dünya Kupası'na gitmek - evet, bu hayal değil artık. Takım bunu hak ettiğini sahada gösterdi. Zaten oyuncuların gözlerindeki o ışık, o istek her şeyi anlatıyor.
Bu galibiyet sadece bir başlangıç bence. Takım daha iyi olacak, daha güçlü olacak. Gürcistan maçı bunun bir kanıtıydı adeta.
Son sözü yine Hakan'a bırakalım: "Biz inandık, çalıştık ve kazandık. Yolumuza aynı şekilde devam edeceğiz." Bu inanç, bu kararlılık - işte başarının anahtarı bu!