Vay canına! Kim derdi ki o eski günler geri dönecek? Valencia'daki Cheste pistinde yaşananlar gerçekten görülmeye değerdi. Marc Marquez, tam dört uzun yılın ardından -evet, dört yıl!- yeniden MotoGP tacını başına taktı. İnanılmaz bir dönüş hikayesiydi bu, adeta bir feniks kuşu gibi küllerinden doğmak gibi.
Final yarışı öyle sıradan bir mücadele değildi hani. Her şey son ana kadar belirsizdi, tıpkı gerilim filmi gibi. Marquez'in rakibi Bagnaia ile arasındaki o incecik fark... Sanırım 14 puan kadar bir şeydi. Yani her an her şey olabilirdi, kimse nefes alamıyordu tribünlerde.
Kaderin cilvesi mi desem, tarihin tekerrürü mü?
Aslında şunu söylemeden geçemeyeceğim: 2019'daki o unutulmaz şampiyonluktan bu yana Marquez için hiç de kolay olmadı. Yaralanmalar, ameliyatlar, zorlu iyileşme süreçleri... Bazen insan düşünmeden edemiyor -acaba eski formuna kavuşabilecek mi diye? Ama işte, cevabı pistte verdi.
Yarışın başlangıcı Marquez için pek de iç açıcı değildi aslında. Bagnaia önde gidiyordu ve -itiraf etmeliyim- bir an 'olmayacak galiba' diye düşündüm. Ama sonra... Sonra o bildiğimiz Marquez ortaya çıktı. Sanki zaman makinesine binmiş de 2019'a dönmüş gibiydi. O agresif ama kontrollü sürüşü, o risk alabilme cesareti -gerçekten takdire şayan.
Peki nasıl kazandı?
Şöyle anlatayım: Marquez stratejisini mükemmel uyguladı. Önce kendini zorlamadı, sabretti -ki bu onun için alışılmadık bir durum aslında. Sonra yavaş yavaş tempoyu yükseltti. Lastik yönetimi konusunda harikaydı, final turlara doğru adeta bir makine gibi çalıştı. Rakibinin her hamlesine karşılık verdi, hatta bazen iki hamle önde gitti.
- Son turda nefesler kesildi adeta
- Her virajda yeni bir sürpriz
- Chevrolet'den gelen o son hamle ise tam bir ustalık örneğiydi
Zaferi garantilediğinde pit duvarındaki takımın sevinci görülmeye değerdi. Herkes birbirine sarılıyor, bağırıyor, ağlıyordu -evet, ağlıyorlardı. Çünkü bu sadece bir yarış değil, bir destanın son perdesiydi.
Tarihe not düşüldü
Marquez bu zaferle birlikte -bence- MotoGP tarihinin en büyük pilotları arasındaki yerini bir kez daha perçinledi. Dört dünya şampiyonluğu... Bu kadar sıkıntıdan sonra bunu başarmak gerçekten büyük iş. Üstelik hala genç sayılır, önünde daha nice zaferler olabilir.
Valencia'daki bu final, sezonun belki de en unutulmaz anı olarak hafızalara kazındı. Motorsporları sevenler için adeta bir bayramdı. Sosyal medyada ise -tahmin edeceğiniz gibi- Marquez paylaşımları sele gibi aktı. Herkes bu tarihi anı kutluyor, o unutulmaz son turu tekrar tekrar izliyordu.
Peki ya gelecek? Bence Marquez artık 'eski Marquez' değil, 'daha tecrübeli ve daha güçlü Marquez'. Önümüzdeki sezon için şimdiden heyecanlanmamak elde değil. Ama şu an için, bu muhteşem dönüş hikayesinin tadını çıkarmak gerek. Tebrikler Marc Marquez - sen gerçekten farklısın!
