Top peşinde koşmaya doyamayan isimlerden biri daha mikrofonlar karşısına geçti ve yüreğindeki futbol ateşini tüm samimiyetiyle ortaya koydu. Levent Mercan, sahaya her çıkışında yeniden doğduğunu söylüyor - ki bunu gözlerindeki o tanıdık ışıltıdan anlamak mümkün zaten.
"Valla," diye başlıyor söze, "bazı insanlar için futbol sadece bir iş ama benim için... Benim için bambaşka bir şey." Cümlesini tamamlarken sesindeki o titreme, her şeyi anlatmaya yetiyor aslında. Futbolun onun için ne ifade ettiğini sorduğumuzda, "Hayatımın merkezinde hep top vardı" diyor ve ekliyor: "Sahadan uzak kalmak beni hep huzursuz ediyor."
Formadan Asla Vazgeçmeyen Adam
Kariyerinde kaçıncı sezon olduğunu sorduğumuzda gülümsüyor. "Saymayı unuttum artık" diye yanıtlıyor. Ama şu kesin: Forma giymek, o yeşil sahaya çıkmak ona hâlâ ilk günkü kadar heyecan veriyor. Belki de sırrı burada - hiçbir zaman o 'işte sadece bir meslek' mantığına bürünmemiş çünkü futbol onun için.
Antrenmanlara her gelişinde, maçlara her çıkışında yeni bir şeyler öğrendiğinden bahsediyor. "Futbol asla bitmeyen bir okul gibi" diye düşünüyor. Ve ekliyor: "Her gün yeni bir ders, her maç yeni bir sınav."
Gelecek Planları ve Hayalleri
Peki ya yarınlar? "Yarın da oynamak istiyorum, öbür gün de... Mümkün olduğu sürece sahada olmayı hayal ediyorum" diye yanıtlıyor gelecek planlarını sorduğumuzda. Futbolun sadece fiziksel bir aktivite olmadığını, aynı zamanda zihinsel bir tutku gerektirdiğini vurguluyor.
Takım arkadaşlarıyla ilişkilerinden bahsederken "Onlar benim ikinci ailem" diyor. Ve bu sözler, onun futbola bakış açısını özetliyor aslında. Para, şöhret ya da diğer geçici şeyler değilmiş mesele - aidiyet duygusu, paylaşım ve o yeşil sahanın verdiği tarifsiz hismiş asıl olan.
Son sözleri ise oldukça net: "Sahada kaldığım her saniyenin kıymetini biliyorum." Ve bu cümle, bir futbolcunun mesleğine olan saygısını ve sevgisini anlatmaya yetiyor aslında.