Tam otuz yılı deviren bir futbol serüveni düşünün - sahada oyuncu, kenarda teknik adam olarak. Levent Mercan işte bu yolculuğun nadir temsilcilerinden. Kendisiyle yaptığımız söyleşide, samimi itiraflar ve düşündürücü tespitlerle dolu bir sohbet gerçekleştirdik.
"Bakın," diyor gözlerinde o tanıdık futbol ateşiyle, "bu işe gönül koymuş herkes gibi ben de her maçta, her antrenmanda elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Ama şunu da eklemeliyim - futbol sadece teknik bir mesele değil, aynı zamanda bir gönül işi."
Geçmişten Gelen Deneyim ve Bugünün Futbolu
Mercan'ın kariyeri adeta Türk futbolunun son otuz yılının canlı tarihi gibi. Oyuncu olarak çıktığı yeşil sahalardan, teknik direktörlük kariyerine uzanan bu yolculukta edindiği deneyimler gerçekten dikkat çekici. "Eskiden futbol daha farklıydı," diye düşünüyor bir an, "ama değişim kaçınılmaz. Önemli olan bu değişime ayak uydurabilmek ve kendi futbol felsefeni koruyabilmek."
Belki de en çarpıcı yanı, kendini sürekli geliştirme arzusu. Hiçbir zaman 'ben oldum' dememiş, her gün yeni bir şeyler öğrenmeye açık kalmış. Bu tutumunun, genç teknik adamlara da ilham vermesi gerektiğini düşünüyorum.
Gelecek Planları ve Hayalleri
Geleceğe dair sorumuza ise içten bir gülümsemeyle yanıt veriyor: "Futbol benim için bitmeyen bir aşk. Yeni projeler, farklı deneyimler her zaman ilgimi çekmiştir. Ama şunu söyleyebilirim - doğru zaman ve doğru proje bir araya geldiğinde, çalışmaya her zaman hazırım."
Peki nedir bu 'doğru proje'? Mercan'a göre öncelikle, uzun vadeli bir plan ve sabır gerektiren işler. Günümüz futbolunun getirdiği 'acil sonuç beklentisi'nin bazen sağlıklı olmadığını düşünüyor. "Bazen bir takımın inşası zaman ister," diye ekliyor, "tıpkı iyi bir yemeğin pişmesi gibi."
Son olarak genç futbolculara ve teknik aday adaylarına ne önerirdi? "Çok çalışmak, sabırlı olmak ve asla pes etmemek," diyor. "Futbol inişli çıkışlı bir yol - önemli olan bu yolda her zaman ileriye bakabilmek."
Levent Mercan'ın bu samimi açıklamaları, Türk futbolunun deneyimli isimlerinin aslında ne kadar değerli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor bize. Futbolun sadece kazanmak veya kaybetmekten ibaret olmadığını, aynı zamanda bir tutku ve hayat okulu olduğunu gösteriyor.