Hayat bazen insana acımasız oyunlar oynuyor. Ama bazıları bu oyunu bozmayı biliyor. İşte o isimlerden biri de genç futbolcu Emirhan. Henüz 18 yaşında, hayatının en büyük sınavıyla karşılaştı: Lösemi.
"İlk duyduğumda dünya başıma yıkıldı" diyor Emirhan, gözlerinde o günlerin izleri hâlâ dururken. Ama pes etmek? Asla! Tedavi sürecini anlatırken, "Her kemoterapi seansını bir penaltı atışı gibi düşündüm" diye ekliyor. Ne de olsa futbol onun için sadece bir spor değil, bir yaşam biçimi.
Zorlu Süreç ve Azim
Hastane koridorlarında geçen günler, sayısız iğne, bitmek bilmeyen testler... Kim dayanabilir ki buna? Ama Emirhan'ın aklı hep sahralardaydı. Doktorlar bile şaşırmıştı bu dirence. "Tedavi sırasında bile odasında top sektiriyordu" diye anlatıyor annesi, sesi gururla titreyerek.
- 18 aylık zorlu tedavi süreci
- Doktorların "mucize" dediği iyileşme
- Sahaya dönüş için verilen fiziksel mücadele
Ve sonunda o beklenen an: "Tamamsınız, artık futbol oynayabilirsiniz" cümlesi. Emirhan'ın gözlerindeki o ışığı görmeliydiniz! "Sanki dünya kupasını kazanmıştım" diye tarif ediyor o anı.
Sahaya Dönüş ve Yeni Hedefler
İlk antrenmana çıktığı gün takım arkadaşları onu ayakta alkışlamış. Formasını giyip sahaya adım attığında ise gözyaşlarını tutamamış. "Topa her vuruşumda hayata bir kez daha sarıldığımı hissediyorum" diyor.
Şimdi yeni hedefleri var Emirhan'ın. Süper Lig'de oynamak, milli formayı giymek... Ama en önemlisi, diğer lösemi hastalarına umut olmak. "Eğer ben yapabildiysem, herkes yapabilir" diyor, gözlerinde o meşhur kararlılıkla.
Bu hikaye bize ne mi öğretiyor? Belki de hayatın bütün zorluklarına rağmen, tutkularımızın peşinden gitmenin mümkün olduğunu. Emirhan bunu kanıtladı işte. Şimdi sıra sizde - pes etmeyin, çünkü her şey mümkün!
