Son zamanlarda yaptığı açıklamalarla sık sık gündeme gelen deprem bilimci Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Özlem Esra Ada'nın sunduğu "Pembe Masa" programına konuk oldu. Programda samimi açıklamalarda bulunan Üşümezsoy'un, televizyon dünyasına dair yaptığı itiraflar geniş yankı buldu.
Survivor Yorumu: "Haksız Rekabet Olurdu"
Ekranların reyting rekortmeni yarışması "Survivor Türkiye"ye sayılı günler kala, programa katılmayı düşünüp düşünmediği sorulan Üşümezsoy, "Elbette giderim. Survivor’ın benim açımdan bir zorluğu olmaz." şeklinde yanıt verdi.
Ancak ünlü deprem uzmanı, bu düşüncesinin ardından önemli bir çekinceyi dile getirdi. Mevcut kadroyu incelediğini belirten Üşümezsoy, "Şu anki kadroya baktım, Bayhan gibi isimler var. Benim yarışmada olmam onlar için haksız rekabete yol açardı" dedi. Bu sözleriyle, fiziksel kapasitesi nedeniyle diğer yarışmacılara karşı adil bir rekabet ortamı oluşturmayacağına işaret etti.
Acun Ilıcalı ile Yaşanan Gerginlik ve 500 Bin Dolarlık Teklif
Programın en çok konuşulacak bölümü ise Üşümezsoy'un, televizyoncu Acun Ilıcalı ile yaşadığı bir anlaşmazlığı ilk kez açıklaması oldu. Üşümezsoy, geçmişte Acun Ilıcalı'nın kendisine "Yok Böyle Dans" programına katılması için 500 bin dolar teklif ettiğini itiraf etti.
Bu cazip teklifi reddettiğini söyleyen bilim insanı, bu reddin ardından Ilıcalı ile arasında bir gerginlik oluştuğunu belirtti. Üşümezsoy, iddialı bir ifadeyle "Acun’un gözünde ben baş starlardan biriyim." dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: "Yok Böyle Dans için ciddi bir teklif sundular ama ben kabul etmedim. Bu nedenle aramızda kan davasına benzer bir durum oluştu."
Medyatik Bir Bilim İnsanının Yol Ayrımı
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy'un bu açıklamaları, bir bilim insanının medya ve eğlence dünyasıyla kesişen ilginç hikayesini ortaya koydu. Hem Survivor gibi fiziksel bir yarışmaya katılabileceğini söylemesi hem de yüksek bütçeli bir dans programı teklifini geri çevirmesi, onun bu alanlara dair kişisel bakış açısını yansıtıyor.
Özellikle Acun Ilıcalı ile yaşadığı gerilimi "kan davasına" benzetmesi, televizyon dünyasının perde arkasındaki ilişki dinamiklerine dair ipuçları verdi. Üşümezsoy, tüm bu tekliflere ve tartışmalara rağmen, asıl odak noktasının bilim olduğunu bir kez daha vurgulamış oldu.
