Madrid'de sabah antrenmanı henüz bitmişti ki, sahada konuşulacak bir isim vardı. Brezilya'dan İspanya'ya uzanan futbol serüveninde sayısız yıldız görmüş olan Real Madrid'in tecrübeli oyuncusu, bu kez farklı bir isimden bahsediyordu. Ve o isim, henüz 19'unda olan bir Türk gencinden başkası değildi.
"Vay canına," diye mırıldandı önce, "gerçekten inanılmaz."
Arda Güler'den söz ediyordu. Takım arkadaşı. Daha dün gibiydi aslında, Türkiye'den İspanya'ya transfer olmuştu bu genç yetenek. Ama şimdi? Şimdi herkes ondan bahsediyordu.
Bir Yeteneğin Doğuşuna Tanıklık Etmek
Sahada gördüğü şey karşısında adeta büyülenmişti. "Topla dans ediyor resmen," diye anlatıyordu heyecanla. "O yaşta bir oyuncunun bu kadar olgun olabileceğini hayal bile edemezdim. Top kontrolü? Sanki ayaklarına yapışmış gibi."
Aslında düşününce, futbol dünyası her yıl yeni yetenekler görüyor. Ama Arda farklıydı. Çok farklı. Öyle ki, antrenmanlarda yaptığı bazı hareketler, daha tecrübeli oyuncuları bile şaşırtıyordu.
Gelecek Parlak, Çok Parlak
Peki ya gelecek? "Eğer bu tempoyla devam ederse," diyordu Brezilyalı yıldız, "dünyanın en iyilerinden biri olacağına eminim. Zaten şimdiden öyle şeyler yapıyor ki..." Cümlesini tamamlamaya gerek yoktu aslında. Gözlerindeki o ışık her şeyi anlatıyordu.
Madrid'deki gazeteciler bile alışılmadık bir şey olduğunun farkındaydı. Normalde bu kadar övgüyü kolay kolay kimseye etmezdi bu oyuncu. Ama Arda için durum farklıydı. Çok farklı.
Kulüp yetkilileri de aynı fikirdeydi muhtemelen. Yatırım yaptıkları genç yetenek, beklentilerin çok üzerinde bir performans sergiliyordu. Ve bu, sadece teknik direktörlerin değil, takım arkadaşlarının da dikkatinden kaçmıyordu.
Futbol böyle bir şey işte. Bazen bir yetenek çıkar, her şeyi altüst eder. Madrid'deki havayı koklarsanız, Arda Güler'in tam da böyle bir fırtına yaratmak üzere olduğunu hissedebilirsiniz.
