Sergen Yalçın'dan Çılgın Açıklamalar! 'Bu Takım İçin Deli Oldum' Dedi ve Herkesi Şaşırttı
Sergen Yalçın: Bu Takım İçin Deli Oldum!

Tamam, itiraf ediyorum - ben de ilk duyduğumda inanamadım. Sergen Yalçın, o bildiğimiz cool, sakin, her şeyi kontrol altında tutan adam... Deli mi dedim? Evet, kelimenin tam anlamıyla!

Geçenlerde bir spor programına konuk olan Yalçın, sunucunun sorularına verdiği cevaplarla stüdyoyu adeta havaya uçurdu. "Bu takım için deli oldum" cümlesi odada çınlarken, herkes birbirine bakakaldı. Yani, biz mi yanlış duyduk diye düşündük ilk başta.

İtiraf Gibi Açıklamalar

Aslında olay şu: Sergen Hoca, çalıştırdığı takıma olan bağlılığını anlatırken kelimeler yetmemiş olacak ki, "deli oldum" deyivermiş. Ama öyle sıradan bir "seviyorum" değil bu. İçten, yürekten, tam anlamıyla bir tutkuyu anlatıyor.

"Bazen öyle anlar oluyor ki," diyor ve devam ediyor: "Gece uyuyamıyorum, sabahın köründe antrenman sahasına gidiyorum. Oyuncularım için, takımım için kafayı yemiş durumdayım."

Futbol Aşkı Hiç Bitmedi

Şimdi düşünüyorum da, aslında hiç şaşırmamalı. Sergen Yalçın'ın futbolu nasıl sevdiğini hepimiz biliyoruz. Oynadığı dönemlerde de aynı tutkuyu sahada gösterirdi. Şimdi teknik direktör olarak bu aşk farklı bir boyuta taşınmış.

Antrenmanlarda oyuncularla birebir ilgilenmesi, maç günleri yaşadığı stres, galibiyet sonrası gözlerindeki o ışık... Hepsi aslında bu "deli olma" halinin işaretleriymiş meğer.

Teknik Direktörlük Zor Zanaat

Sunucunun "Neden böyle hissediyorsunuz?" sorusuna verdiği cevap ise gerçekten düşündürücü:

"Bak," diye başlıyor, "bu iş sadece maç günü taktik vermekle olmuyor. Her oyuncunun psikolojisinden anlamalısın, aile sorunlarına danışman olmalısın, kaybedince bin parçaya bölünüp kazanınca dünyalar senin olmalı."

Ve ekliyor: "İşte bu yüzden delirmek gerekiyor belki de. Normal bir insan bu yükün altından kalkamaz."

Futbol Dünyasından Tepkiler

Bu açıklamaların ardından tabii ki sosyal medyada bir fırtına koptu. Bazıları "Aman hocam, kendine iyi bak" diye espri yaparken, bazıları da bu tutkunun takımları için iyi olduğunu söyledi.

Eski futbolculardan bir tanıdığı ise "Sergen hep böyleydi zaten" diyerek aslında bu açıklamaların sürpriz olmadığını belirtti. "Topla buluştuğu anda gözlerindeki o ışığı hatırlıyorum da, şimdi aynı tutkuyu teknik direktör olarak yaşıyor" dedi.

Sonuçta, modern futbolun bu soğuk, hesapçı dünyasında böyle tutkulu, duygusal teknik direktörler kalmadı neredeyse. Sergen Yalçın'ın bu samimi itirafları belki de hepimize bir şeyleri hatırlattı: Futbol sadece bir oyun değil, bir aşk meselesi.

Peki ya siz ne düşünüyorsunuz? Bir teknik direktörün takımı için "deli olması" iyi bir şey mi yoksa riskli mi? Bence bu tutku olmadan büyük başarılar gelmez. Ama tabii, dengeleri de korumak lazım!