İnanılmaz bir geceydi. Gerçekten. Sadece bir maç değil, bir milletin hayallerinin gerçeğe dönüştüğü anlara tanıklık ettik. Polonya'ya karşı oynanan o müthiş karşılaşma, Türk voleybolunun altın sayfalarına kazındı.
Dünya Şampiyonası yarı finalinde sahne alan milli takımımız, adeta bir fırtına gibi esti. İlk seti 25-23 kaybetmiş olsak da -ki bu genelde moral bozucu olur- takımımızın gözlerindeki o kararlı ifade hiç değişmedi. Aksine, daha da güçlendi.
Dönüm Noktası: İkinci Set
İkinci set... Oh, o ikinci set! 27-25'lik skorla kazandığımız o set, maçın seyrini tamamen değiştirdi. Oyuncularımızın yüzündeki o inanç ifadesi, sanki "Bu gece tarih yazacağız" diyordu. Ve yazdılar.
Üçüncü sette durmak yoktu. 25-23'lük skorla bir set daha kazandık. Polonya takımı ne yapacağını şaşırmıştı - Türk heyecanı karşısında adeta buz kesmişlerdi.
Zafer Anı
Ve dördüncü set... 25-20. Bitiriş. Final vizesi. Seyirciler ayağa fırlamıştı, oyuncular birbirine sarılmıştı. Gözlerdeki yaşlar, yılların emeğinin, özleminin, hayallerinin sonucuydu.
Daniele Santarelli'nin taktik dehası ve oyuncuların inanılmaz performansı birleşince ortaya bu muhteşem sonuç çıktı. Santarelli, Türk voleyboluna yeni bir ruh, yeni bir kimlik kazandırdı diyebiliriz.
Peki ya istatistikler? Harika! Servisler, bloklar, hücumlar... Her alanda üstünlük kurduk. Özellikle servislerde attığımız 9 sayı, maçın kaderini belirleyen unsurlardan biri oldu.
Finalde Sırbistan bizi bekliyor. Evet, zorlu bir rakip. Ama bu takımın yapamayacağı hiçbir şey yok. Bugün gösterdikleri performans, final için de umut vadediyor.
Türkiye olarak Dünya Şampiyonası finalindeyiz. Bunu bir daha hatırlatayım - çünkü inanması gerçekten gurur verici. Filenin Sultanları, kıtaları aştı, sınırları zorladı ve şimdi dünyanın en iyileriyle finalde buluşmaya hak kazandı.
Pazar günü tüm Türkiye saat 21:00'de televizyon başında olacak. Tarih yazmaya bir adım kaldı. Heyecan dorukta!
