Bazen öyle anlar olur ki, kelimeler kifayetsiz kalır. İşte tam da böyle bir anda, Süreyya Yalçın'ın parmakları Instagram'ın paylaşım butonuna gitti. Ve ortaya, sosyal medyayı sarsan o fotoğraf çıktı.
Gözlerini dünyaya açtığımız ekranlarda, bu kez bambaşka bir Süreyya vardı. Doğallığın en zarif haliydi adeta. "Bu anı ölümsüzleştirmek istedim" diye yazmıştı altına - samimiyetin digital çağdaki tercümesi gibi.
Takipçileri Bayıldı!
Paylaşım bir anda ateş gibi yayıldı. Beğeni sayıları tavan yaparken, yorum kısmı adeta bir sevgi seli oldu. Kimi "Harika!" diye haykırıyor, kimi ise kalp emojileriyle duygularını ifade ediyordu. Şöyle bir düşünün: Kaç paylaşım gerçekten bu kadar içten olabilir ki?
Aslında bu, sıradan bir influencer paylaşımı değildi. Daha derin, daha anlamlı bir şeydi. Belki de hepimizin içinde bir yerlerde aradığı o otantiklikti.
Peki Neden Bu Kadar Etkileyici?
Çünkü kusursuz filtrelerin, mükemmel açıların arkasına saklanmıyordu. Gerçekti. İnsandı. Belki de hepimizin özlemini çektiği o 'kendin olma' halinin ta kendisiydi.
Sanatçı, bu paylaşımıyla aslında hepimize bir şey fısıldıyor gibiydi: Mükemmel olmak zorunda değiliz, sadece olalım yeter.
Ve işte tam da bu yüzden, o fotoğraf binlerce kişiye ulaştı. Çünkü gerçek olan her şey gibi, o da kalplere dokunmayı başardı.