Günlerdir sosyal medyada dolaşan o iddialar nihayet resmi bir yanıt buldu. Türkiye Gençlik Vakfı, kendisine yöneltilen suçlamalara ilişkin ilk kez kamera karşısına geçti - ve bakın neler söyledi.
Vakıf adına konuşan yetkili, gözlerindeki öfkeyi saklama gereği bile duymadan kelimeleri seçiyordu. "Biz gençlerimiz için gece gündüz demeden çalışırken" diyordu, "arkamızdan böyle kara propagandalar yapılması... En hafif tabirle alçaklık!"
İddialar Nereden Çıktı?
Aslında her şey birkaç gün önce başladı. Sosyal medyanın karanlık dehlizlerinde dolaşan bazı hesaplar, TÜGVA'yı hedef alan iddiaları yaymaya başladı. Kimdi bu hesaplar? Nereden çıkmıştı bu iddialar? İşte bunlar cevap bekleyen sorular.
Vakıf yetkilisi, "Biz gençlerimize yatırım yapıyoruz, onların geleceğini inşa ediyoruz" diye ekliyor. "Sonra bir bakıyorsunuz ki, sosyal medyada adınız çıkmış bir kere."
Peki Ya Kanıt?
Şimdi en can alıcı noktaya geliyoruz: Ortada somut bir kanıt var mı? Vakıf yetkilisine göre hayır. "İddia sahipleri ellerinde hiçbir delil olmadan, sırf karalama kampanyası yürütmek için bu yalanları uyduruyor" diye konuşuyor.
Aslında bu tür durumlarda en çok zararı gençler görüyor. Onların emekleri, çabaları bir anda gölgeleniveriyor. Ve maalesef sosyal medyada yalan haberler gerçeklerden çok daha hızlı yayılıyor.
Hukuki Süreç Başlatıldı
TÜGVA'nın avukatları şu anda sosyal medyada iftira yayan hesaplara karşı hukuki işlem başlattı. "Haklarımızı sonuna kadar savunacağız" diyor yetkili. "Gençlerimize ve kamuoyuna karşı sorumluluğumuz bu gerektiriyor."
Peki bu süreçte gençler ne düşünüyor? Onlar da vakıflarına sahip çıkıyor. "Biz burada gönüllü olarak çalışıyoruz" diyor bir genç, "ve bu iftiralar hepimizi üzüyor."
Sonuç olarak: Sosyal medya güçlü bir iletişim aracı evet, ama aynı zamanda tehlikeli bir silah da olabiliyor. TÜGVA'nın bu açıklaması, aslında hepimize bir uyarı - her okuduğumuza inanmadan önce iki kere düşünmeliyiz.
