Düğmeye basılmış gibi duran nüfus alarmı, resmi ağızdan net bir uyarıyla çaldı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'ın açıkladığı veriler, sandığımızdan çok daha vahim bir tabloyu gözler önüne seriyor.
"Bu gidişle..." diye başlıyor uzmanların cümleleri. 2100 yılına geldiğimizde, şu an 85 milyon olan nüfusumuzun 25 milyona kadar gerileyebileceği öngörülüyor. Yani tam 60 milyonluk bir buharlaşma!
Doğurganlık Çıkmazı: Rakamlar Ne Diyor?
İşin can alıcı noktası, kadın başına düşen çocuk sayısının 1,51'e kadar gerilemiş olması. Basit bir hesap yapalım: Nüfusun kendini yenileyebilmesi için bu rakamın en az 2,1 olması gerekiyor. Aradaki fark, adeta uçurum gibi büyüyor.
- 2023 verileri alarm zillerini çalıyor
- Genç nüfus oranı hızla düşüyor
- Yaşlı nüfus ise rekor kırıyor
Bakan Göktaş'ın altını çizdiği gibi, "Bu sadece bir nüfus meselesi değil, ekonomiden sosyal güvenliğe kadar her şeyi etkileyecek bir domino taşı".
Peki Çözüm Ne?
Uzmanların dilinde birkaç anahtar kelime dolaşıyor:
- Aile destek politikalarının acilen güçlendirilmesi
- Çalışma hayatı ile aile yaşamını dengeleyen düzenlemeler
- Gençlerin gelecek kaygısının azaltılması
Konuyla ilgili görüşlerini aldığımız demografi uzmanı Dr. Emre Kaya, "Bu trendi tersine çevirmek için en fazla 10-15 yılımız var" diyerek durumun aciliyetine dikkat çekiyor.
Son dönemde açıklanan aile destek paketleri umut verici olsa da, uzmanlar "Daha radikal adımlar şart" görüşünde birleşiyor. Çünkü rakamlar, zamanın hızla tükendiğini gösteriyor.
