
Bazen hayat, insana beklenmedik sürprizler sunar. İşte tam da böyle bir sürprizle karşılaştı85 yaşındaki Ahmet amca. Yıllar önce terk etmek zorunda kaldığı evine, tam 65 yıl sonra yeniden adım attı. Gözlerindeki yaşlar, yüreğindeki özlemin en saf ifadesiydi.
"Bu evde çocukluğum geçti," diyor Ahmet amca, duvarlara dokunurken. Sanki her bir taş, ona unutulmuş anılar fısıldıyor. Pencereden içeri süzülen güneş ışığı, geçmişin tozlu sayfalarını aydınlatıyor adeta.
Bir Ömür Süren Hasret
1950'lerin sonunda, ekonomik zorluklar nedeniyle ailesiyle birlikte göç etmek zorunda kalmıştı. O günlerde küçük bir çocuk olan Ahmet, evlerinin kapısını son kez kapatırken içinde ne hissetmişti acaba? Belki de o an, bu duygusal dönüşün ilk tohumları atılmıştı.
Şimdi, aradan geçen onlarca yıla rağmen, ev neredeyse hiç değişmemiş gibiydi. "Mutfakta annemin pişirdiği yemeklerin kokusu hâlâ burnumda," diye ekliyor duygulanarak. İnsanın içini burkan cinsten bir anı...
Geçmişle Barışmak
Ahmet amcanın hikayesi sadece bir eve dönüş değil aslında. Kendi geçmişiyle, çocukluğuyla ve belki de kaybettikleriyle hesaplaşması. "Bu ev bana ait olan tek şeydi," diyor. "Artık burada ölmek istiyorum."
Komşuların yardımıyla evin tadilatına başlanmış. Eski fotoğraflar, yıpranmış eşyalar... Her biri birer zaman kapsülü gibi. Ahmet amca, son yıllarını çocukluğunun geçtiği bu evde geçirmeye kararlı. Belki de hayatın sunduğu bu ikinci şans, ona iç huzurunu getirecek.