Gurbetçi Annenin Feryadı: Çocuğum İçin Adalet İstiyorum!
Gurbetçi annenin adalet çığlığı

Bir anne yüreği nasıl dayanır ayrılığa? Almanya'nın soğuk sokaklarında, Türkiye'deki yavrusuna hasretle yanıp tutuşan bir kadının feryadı yükseldi. Adını vermek istemeyen gurbetçi anne, yaşadığı dramı gözyaşları içinde anlattı.

"Her gece rüyalarımda onu görüyorum" diyor titrek bir sesle. "Ama uyandığımda ellerim bomboş kalıyor." Yıllardır süren bu acı dolu bekleyiş, artık dayanılmaz bir hal almış.

Hukuk Mücadelesi ve Umut Kırıntıları

Mahkeme koridorlarında sayısız kez gidip gelen bu yorgun anne, hukuk sisteminin çarkları arasında sıkışıp kalmış gibi. Avukatıyla yaptığı son görüşmede aldığı cevap ise yüreğine bir hançer gibi saplanmış: "Süreç uzayabilir."

Peki ya bir annenin sabrı? O, her şeye rağmen umudunu kaybetmemeye çalışıyor. "Belki yarın" diye fısıldıyor kendi kendine, "Belki yarın benim için güneş doğacak."

Çocuğuna Hasret Bir Yürek

Telefonun ekranındaki son fotoğrafa dokunuyor parmakları. "Büyümüş mü acaba?" diye soruyor kendine. Cevabı bilmediği bu soru, içini kemirip duruyor. Komşularının çocuklarını görünce iç geçiriyor, markette bebek ürünleri reyonundan hızla geçiyor.

Psikologlar, bu tür durumlarda ebeveynlerin yaşadığı stresin çoğu zaman fiziksel rahatsızlıklara dönüştüğünü söylüyor. Nitekim bizim gurbetçi annemiz de son aylarda saçlarının ağardığını fark etmiş.

Adalet Sistemine Sessiz Çığlık

"Ben sadece annelik hakkımı istiyorum" diyor yüzündeki çizgiler derinleşerek. Hukukçular, uluslararası aile davalarının karmaşıklığına dikkat çekiyor. Ancak bu anne için her geçen gün, kaybedilen bir hazine gibi.

Almanya'daki Türk dernekleri, benzer durumdaki ailelere destek olmaya çalışıyor. Fakat bazı yaraların sarılması için yalnızca zamanın değil, adaletin de işlemesi gerekiyor.

Bu acı dolu hikaye, gurbetçi ailelerin yaşadığı zorlukların sadece bir yüzü. Belki de bu feryat, benzer durumdaki binlerce insanın sesi olacak. Kim bilir?