
Kim derdi ki bir insanın hayatındaki en değerli şeyler, aslında en basit olanlar olabilir? İşte tam da bu düşünceyi kanıtlayan bir hikaye karşınızda. Önce çocuklarım, sonra dostlarım diyen birinin yaşam felsefesi, belki de hepimizin unuttuğu bir gerçeği hatırlatıyor.
Hayatın koşuşturmacası içinde bazen en önemli şeyleri gözden kaçırıyoruz. Oysa ki gerçek mutluluk, en yakınımızdakilerle kurduğumuz bağlarda saklı. "Para pul değil, asıl zenginlik sevdiklerinizle geçirdiğiniz zamandır" diyenler haklı çıkıyor adeta.
Çocuklar Her Şeyden Önce Gelir
Bir baba olarak -ya da anne- çocuklarınızın gözlerindeki o ışıltıyı hiçbir şeyle değişemezsiniz. Sabahları uyanır uyanmaz size sarılmaları, akşamları "bugün ne yaptın?" diye sorduğunuzda anlattıkları masalsı hikayeler... Bunların hepsi, banka hesaplarında biriken sıfırlardan çok daha değerli.
Kim demiş başarılı olmak için ailenizi ihmal etmeniz gerektiğini? Tam tersine, sevdiklerinizin desteği olmadan elde edilen başarıların tadı bir türlü çıkmıyor. İşte bu yüzden önce çocuklar diyoruz - çünkü onlar bizim gerçek mirasımız.
Dostluklar: Hayatın Olmazsa Olmazı
Dost dediğin nedir ki? İyi günde değil, kötü günde yanında olan. Saatlerce konuşmasanız bile aradan yıllar geçse ilk günkü gibi devam edebildiğin. İşte öyle dostlarım var ki - belki sayıca azlar ama nitelik olarak paha biçilmezler.
Dost meclislerinde geçen o uzun sohbetleri düşünün... Kahkahalar, gözyaşları, hayalleri paylaşmak. Bunların yerini hiçbir kariyer başarısı tutamaz. Belki de bu yüzden "önce dostlarım" diyorum - çünkü onlarsız bir hayat, eksik bir hayattır.
Hayatın Gerçek Zenginliği
Para kazanmak önemli mi? Elbette. Faturaları ödemek, rahat yaşamak güzel. Ama asıl zenginlik, sevdiklerinizle paylaştığınız anılarda gizli. Çocuğunuzun ilk adımlarını görmek, dostlarınızla güzel bir akşam yemeği paylaşmak... İşte bunlar paha biçilmez.
Bazen durup düşünmek lazım: Gerçekten ne istiyoruz? Daha büyük evler mi, daha lüks arabalar mı? Yoksa sevdiklerimizle geçireceğimiz bir ömür mü? Cevap aslında çok basit - ama biz onu unutacak kadar meşgulüz.