Kim derdi ki o sessiz sedasız Karadeniz kasabasından çıkıp giden, bir daha asla dönmeyeceğini sandıkları isim, yıllar sonra bir intikam fırtınasına dönüşerek geri gelecek? İşte tam da oldu bu. İstanbul’un lüks semtlerinden birinde, her zamanki gibi sakin başlayan bir sabah, hiç beklenmedik bir haberle çalkalandı.
Ortalık, kelimenin tam anlamıyla birbirine girdi. Telefonlar bir anda susmak bilmedi, kapılar ardına kadar açılıp kapandı. Sebep? Ailenin uzun zamandır görmediği, neredeyse ‘öldü’ bile saydığı bir üyesi, buz gibi bir hesap sorma niyetiyle şehre adım atmışttı. Bu, sıradan bir ‘merhaba’ ziyareti falan değildi. Bu, için için yıllarca pişirilmiş, soğuk bir intikam planının ta kendisiydi.
Yılların Hesabı Görülecek
Ortalıkta dolaşan dedikodulara bakılırsa, her şey yıllar önce miras meselesi yüzünden çıkan kavganın derinlerine uzanıyor. Aile içinde kimin neyi alacağı, kimin nereye yerleşeceği derken, işler öyle bir noktaya varmış ki, en sonunda biri dayanamayıp ‘yeter’ deyip gitmiş. Ama görünen o ki, gidiş o gidiş değilmiş. İçinde, taşıdığı öfkeyi biriktire biriktire, en sonunda patlamaya hazır bir volkana dönüşmüş.
Şimdi, tam da herkesin ‘rahatız’ dediği bir anda, hiç beklenmedik bir hamleyle geri dönüş yapıldı. İstanbul’a ayak basar basmaz da ilk iş, ailenin en hassas noktalarına dokunacak bir dizi hamleyi devreye sokmak oldu. Adeta, ‘Ben buradayım, ve hiçbir şey eskisi gibi olmayacak’ dercesine…
Peki Ya Sonrası? Kıyamet mi Kopacak?
Ortalığı birbirine katacak bu dönüş, elbette aile içinde derin bir şok etkisi yarattı. Kimi üyeler bu hamleyi bir ‘ihanet’ olarak görürken, kimi de aslında yıllar önce yapılan haksızlığın sonucu olarak değerlendiriyor. Tabii bir de, bütün bu olan bitenin dışarıya yansıma ihtimali var ki, aile için asıl korku da zaten burada başlıyor.
Şimdi herkesin aklındaki tek soru: Bu intikam planının son perdesinde ne yaşanacak? Aile bu fırtınayı atlatabilecek mi, yoksa dağılma noktasına mı gelecek? Bir zamanlar sıcak yemeklerin yenildiği, kahkahaların yükseldiği o evin içi, artık derin bir sessizliğe ve gerginliğe bürünmüş durumda. Cevabı ise, önümüzdeki günler gösterecek.
Son dönemlerde hiçbir magazin haberi bu kadar derin, bu kadar hissedilir olmamıştı. İnsanın içini ürpertiyor, çünkü bu sadece bir dedikodu değil; gerçek hayatın tam da içinden, kanlı canlı bir dram.
