
Bazen hayat senaryolarımız, set ışıklarından çok daha parlak sürprizlerle doludur. İrem Helvacıoğlu da tam olarak bunu yaşıyor şu sıralar. Kameraların karşısında geçirdiği onca yıldan sonra, şimdi önünde bambaşka bir sahne var: annelik.
Oyunculuk kariyerine ara verme kararını sanki en doğal şeymiş gibi anlatıyor. "Bunu yapmak zorundaydım" demiyor hiç, tam tersine içinden gelen bir sesin peşinden gidiyor. Hamileliğin ilk aylarında bile setlerdeydi aslında, ta ki vücudu "artık yeter" diyene kadar.
Set Tozu Yutmak Yerine Bebek Patiği Örmek
Kim derdi ki bir gün repliklerini unutup bebek şarkıları mırıldanacağını? Ama işte hayatın komik sürprizleri. İrem, şimdilerde provaları değil, bebek hazırlıklarını düşünüyor. "Diziler, filmler hep olacak" diyor, "ama oğlumun ilk adımlarını, ilk kelimelerini kaçırmak istemiyorum".
Aslında düşününce, oyunculuktan gelen sabır ve empati yeteneği şimdi tam da ihtiyaç duyacağı şeyler. Geceleri uyumadan önce metin çalışmak yerine ninni söylemek... Sahne kaygısı yerine bebek bezi değiştirme telaşı... Hayatının en doğal rolüne hazırlanıyor adeta.
Kameralar Bekleyebilir Ama Bebekler Beklemez
Televizyon sektörünün acımasız temposunu hepimiz biliyoruz. Bir dizi biter, diğeri başlar. Ama İrem'in şu anki öncelikleri çok daha farklı. "Hiç pişman mısın?" diye sorsanız, muhtemelen kahkahalarla güler. Çünkü bazı roller vardır ki, en ödüllü filmlerden daha değerlidir.
Tabii ki ekranlara dönmeyi planlıyor - kim terk edebilir ki o sahne tozunu? Ama şimdilik tempo düşük, hayat sakin ve bekleyiş... Oh, o mucizevi bekleyiş!
Belki de hayatın en güzel ironisi: yıllarca başkalarını canlandırdığı karakterlerden sonra, şimdi kendi hayatının başrolünde. Ve itiraf edelim, bu rol ona hiç olmadığı kadar yakışıyor.