İnsan hayatında öyle anlar vardır ki, kelimeler kifayetsiz kalır. Tam da böyle bir andayız şimdi. Rojin Kabaş'ın babası, bir baba yüreğinin nasıl paramparça olduğunu anlatırken, her kelimesi adeta bir hançer gibi saplanıyor insanın yüreğine.
"Bir yıldır ailece ateş düştüğü yeri yakıyor" diyor ya, işte o cümle her şeyi anlatmaya yetiyor aslında. Bir babanın feryadı bu. İçinde kaynayan o derin, o tarifsiz acının dışa vurumu.
Zamanın Durduğu O An
Düşünsenize, bir yıl geçmiş üzerinden. Tam 365 gün. Ama onlar için zaman adeta donmuş. Her sabah gözlerini aynı acıyla açıyorlar, her gece aynı karanlık düşüncelerle uykuya dalıyorlar - eğer uyuyabilirlerse tabii.
Baba anlatıyor ya, sesi titreyerek: "Bir yıldır ailece acı çekiyoruz." O cümlenin altında nasıl bir haykırış yattığını tahmin edebiliyor musunuz? Gecenin bir yarısı ansızın uyanıp, içinizdeki o boşluğu hissetmek... Ve o boşluğun asla dolmayacağını bilmek.
Yüreklerdeki Açılan Yaralar
Bazen öyle şeyler oluyor ki, ailenin tüm fertleri aynı acıyı farklı şekillerde yaşıyor. Kimi içine kapanıyor, kimi sürekli ağlıyor, kimi de -baba gibi- dayanılmaz bir sessizliğe gömülüyor. Ama hepsinin ortak noktası: O eksiklik. O evde artık olmayan bir ses, bir kahkaha, bir nefes.
Acı öyle bir şey ki, paylaştıkça azalmıyor belki ama en azından yalnız olmadığını hissediyorsun. Bu aile de öyle yapıyor işte - birbirlerine kenetlenmişler, aynı gemideki yolcular gibi fırtınaya göğüs germeye çalışıyorlar.
Geçmeyen Bir Yıl
Zamanın her yarayı iyileştirdiği söylenir ya, işte o bir efsaneden ibaret. Bazı yaralar var ki, derinlerde kanamaya devam ediyor. Rojin'in ailesi için de durum böyle. Her geçen gün, o acıyı biraz daha derinden hissediyorlar sanki.
Babanın sözleri aslında her şeyi özetliyor: "Feryat ettik." Bazen kelimeler yetmiyor, bazen çığlık atmaktan başka çare kalmıyor. İnsanın içindeki o büyük acıyı dışarı vuracak başka bir yol bulamadığı anlardan bahsediyoruz.
Ve işte en zoru: Hayat devam ediyor. Dünya dönüyor, insanlar gülüyor, sokaklar cıvıl cıvıl... Ama onlar için zaman durmuş. Bir yıl öncesinde donup kalmışlar adeta.
Bu hikaye sadece bir ailenin değil, aslında hepimizin hikayesi. Kaybın ne demek olduğunu, acının nasıl bir şey olduğunu anlamamıza yardım ediyor. Ve şunu bir kez daha hatırlatıyor: Hayat kısa, sevdiklerimizin kıymetini bilelim.