
Güneşin ilk ışıklarının yaylaya vurduğu o an, her şeyden habersiz yaşlı adam çayını yudumluyordu. Birden, uzaktan gelen bir ses kalbini hoplattı - "Dedeciğim!" diye bağıran o tanıdık ses, yıllardır özlemle beklediği andı.
Torununun koşarak kendisine sarılışını anlatmaya kelimeler yetmez. Gözlerinden süzülen mutluluk yaşları, yılların yorgunluğunu bir anda silip attı. "Artık yaylalar şenlendi" diye mırıldandı yaşlı çınar, torununun saçlarını okşarken.
Yılların Özlemi Bir Anda Silindi
Pandemi döneminde bir türlü kavuşamayan ikili için bu an özel bir önem taşıyordu. Torununun üniversite sınavları, dedenin de yayla işleri derken, tam iki yıldır yüz yüze görüşememişlerdi. Telefonlaşmalar, görüntülü konuşmalar yetmemişti o sıcak temas için.
"Ellerim titriyordu" diye anlatıyor torun. "Dedemi son gördüğümde saçları daha az ağarmıştı. Ama o gülümsemesi aynı, ses tonu hiç değişmemiş."
Komşular da Duygusal Ana Tanık Oldu
Yayladaki diğer yaşlılar da bu sıcak buluşmaya tanıklık etti. Kimi gözyaşlarını tutamadı, kimi eski günleri yad etti. "Bizim zamanımızda aile bağları böyle kuvvetliydi" diyen 78 yaşındaki Cemile teyze, gençlere örnek olmasını diledi.
- Torun, dedesine şehirden getirdiği hediyeleri tek tek gösterdi
- Birlikte yayla çayı demleyip sohbet ettiler
- Eski fotoğraf albümlerini karıştırıp anıları tazelediler
Bu sırada dedenin torununa öğütleri hiç bitmedi: "Oku evlat, kendini geliştir. Ama köklerini asla unutma." Torun ise "Dedem benim için bir hazine" diyerek sözlerini tamamladı.
Gün batımına doğru, yaylanın o serin havasında iki kuşağın kahkahaları yankılandı. Belki de modern hayatın koşturmacasında unuttuğumuz en önemli şey buydu - aile bağlarının sıcaklığı...