
Dün öğleden sonra, yıllardır hayalini kurdukları eve nihayet kavuşan bir ailenin kapısını çaldık. İçeri adım atar atmaz, o sıcak atmosfer bizi de sardı—sanki duvarlar bile gülümsüyordu.
"Artık kendimizi güvende hissediyoruz," diyor anne, mutfak tezgahına dokunurken. Çocuklar ise henüz paketleri açılmamış oyuncaklarıyla koşturuyor, odadan odaya uçuşuyorlardı. Kim bilir kaç kez hayal etmişlerdi bu anı?
Bir Rüyanın Gerçek Oluşu
Evin her köşesinde emek izleri vardı. Salonun bir ucuna yerleştirilen fotoğraf çerçeveleri—belki biraz eğri duruyorlardı ama—ailenin geçmiş yolculuğunu anlatıyor gibiydi. Baba, "Bunun için çok çalıştık," derken gözlerindeki gurur her şeyi anlatıyordu.
Mutfakta demlenen çayın kokusu eşliğinde sohbet koyulaştı. Anlattılar: Kira derdi olmadan yaşamanın rahatlığı, çocukların kendi odalarında uyuyacak olmasının verdiği huzur... Küçük detaylar aslında ne büyük mutluluklarmış.
Yeni Bir Sayfa
Dışarıda akşam olurken, pencereden süzülen son ışıklar yeni mobilyaların üzerinde dans ediyordu. "Burası artık bizim," diye fısıldadı küçük kız, duvara yasladığı bisikletine bakarak. Bu cümle, her şeyi özetliyordu sanki.
Biz ayrılırken, kapıda vedalaşırken bile yüzlerindeki o içten gülümseme gitmemişti. Kim bilir, belki de en güzel anıları şimdi yazmaya başlayacaklardı. Yeni ev, yeni umutlar demekti sonuçta...