
Mobilya dünyası artık sadece işlevsellikle sınırlı değil. Bugünlerde insanlar, evlerine koydukları her parçanın bir hikaye anlatmasını istiyor. Kimi zaman minimalist çizgiler, kimi zaman ise göz alıcı renkler öne çıkıyor. Peki, bu değişim sektörü nasıl etkiliyor?
Son yıllarda mobilya üreticileri, tasarımın gücünü keşfetti. Artık bir koltuğun rahat olması yetmiyor — aynı zamanda Instagram'da paylaşılacak kadar şık da olmalı! (Evet, sosyal medya her şeyi değiştirdi.)
Müşteri Talepleri Değişiyor
Daha dün gibi hatırlıyorum: insanlar sadece dayanıklı ve uygun fiyatlı mobilya arardı. Şimdi? "Bu ürün bana ne hissettirecek?" diye soruyorlar. Genç nesil özellikle kişiselleştirilmiş, özgün tasarımlara bayılıyor. Kim demiş mobilya sıkıcıdır diye!
İşte bazı çarpıcı istatistikler:
- Son 5 yılda tasarım odaklı mobilya satışları %40 arttı
- Müşterilerin %68'i "estetik" faktörünü fiyattan önce değerlendiriyor
- Özel tasarım talep edenlerin sayısı ikiye katlandı
Yerel Üreticiler Nasıl Ayak Uyduruyor?
Türk mobilya sektörü — ki bence dünyanın en yaratıcı beyinlerine sahip — bu trendi yakalamak için adeta bir dönüşüm yaşıyor. Küçük atölyeler bile artık tasarımcılarla çalışıyor. "Biz sadece üretmiyoruz, sanat eseri yaratıyoruz" diyen girişimcilerin sayısı hiç olmadığı kadar fazla.
Öte yandan, büyük markaların işi daha zor. Kitle üretimi yaparken nasıl özgün kalacaklar? Cevap: sınırlı seriler ve koleksiyonlarla. Bir mobilya devinin pazarlama direktörünün dediği gibi: "Artık her yıl yeni bir iPhone çıkar gibi mobilya koleksiyonu çıkarıyoruz."
Peki ya gelecek? Uzmanlar — ki bazılarına katılmıyorum — 3D yazıcıların ve sürdürülebilir malzemelerin önümüzdeki 10 yıla damga vuracağını söylüyor. Bana sorarsanız, insan faktörü asla kaybolmayacak. Çünkü hiçbir algoritma, bir tasarımcının yüreğini koyduğu o "şeyi" yakalayamaz.