Bakan Kurum'dan Kritik Açıklama: Afet Anında İhtiyaçları Karşılayabilecek Millet Bahçesi
Afette Hayat Kurtaracak Millet Bahçesi Açıldı!

İstanbul'un ciğerleri yeni bir nefes daha aldı derken, aslında bundan çok daha fazlası olduğunu söylemek lazım. Atatürk Havalimanı'nın o meşhur pistleri artık uçak sesleriyle değil, çocuk kahkahaları ve kuş cıvıltılarıyla yankılanıyor.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, açılış töreninde mikrofonu eline aldığında herkesin beklediği rutin konuşmayı yapmadı. Tam tersine, şehrin geleceğine dair çarpıcı detaylar paylaştı. "Bu millet bahçesi sıradan bir park değil" diye vurguladı Bakan, sözlerine şöyle devam etti: "Afet anında -Allah korusun- ihtiyaçları karşılayabilecek, insanımızın yanında olabilecek bir altyapıya sahip."

Yeşil Alan mı, Stratejik Üs mü?

Aslında bu açıklama, İstanbul'un deprem gerçeğini bir kez daha hatırlattı hepimize. Bakan'ın sözlerinden anlıyoruz ki, bu millet bahçesi sadece güzel vakit geçirilecek bir yer olmanın ötesinde, olası bir afet durumunda hayati rol oynayacak. İnsan düşünmeden edemiyor: Acaba diğer yeşil alanlarımız da bu şekilde mi tasarlanıyor?

Murat Kurum'un konuşmasındaki samimiyet gerçekten dikkat çekiciydi. Şöyle bir anekdot paylaştı: "Geçen hafta bir vatandaşımız bana 'Bakanım, bu şehirde nefes alacak yer kalmadı' dedi. İşte bugün ona ve tüm İstanbullulara cevabımız: Buyurun, nefes alın!"

Rakamlarla Millet Bahçesi

Bu dev projenin boyutları gerçekten etkileyici:

  • Toplam 2 milyon metrekare yeşil alan
  • 500 bin metrekare yürüyüş yolları
  • 150 bin ağaç - ki bu sayı giderek artacak
  • 50 bin metrekare çocuk oyun alanları
  • 20 bin araç kapasiteli otopark

Bakan'ın dediği gibi, bu sadece istatistik değil. Burası İstanbul'un yeni buluşma noktası olacak, hem de öyle böyle değil.

Afet Hazırlığında Yeni Yaklaşım

Aslında en çarpıcı kısım, Bakan'ın afet yönetimi konusundaki açıklamalarıydı. "Artık yeşil alanları sadece rekreasyon amaçlı değil, afet yönetiminin bir parçası olarak planlıyoruz" ifadesi, şehircilik anlayışımızda önemli bir değişimin habercisi.

Düşünsenize, normalde koşu yaptığınız, çocuğunuzla salıncakta sallandığınız bir alan, olası bir depremde hayat kurtarıcı bir merkeze dönüşebiliyor. Bu, modern şehircilik anlayışının tam da gereği olsa gerek.

Bakan Kurum'un şu sözleri herkesi düşündürdü: "Biz sadece bugünü değil, yarını da düşünmek zorundayız. Vatandaşımızın huzuru, güvenliği her şeyden önemli." Haklı değil mi? Şehirlerimizi planlarken sadece bugünün değil, yarının ihtiyaçlarını da hesaba katmak zorundayız.

Sonuç olarak, Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi sadece bir park projesi olmanın çok ötesinde. İstanbul'a nefes olacak, afet zamanında sığınak olacak, çocuklara oyun alanı olacak. Bakan Kurum'un da dediği gibi, "Şehirler insan içindir" ve bu proje tam da bu felsefenin ürünü.