Rüzgarın tuzlu dokunuşunu hissettiğiniz o sahilde, dalgaların kıyıya getirdiği hazineleri kim hayal edebilirdi ki? İşte tam da böyle bir kıyıda, belki de yüzyıllar öncesinden gelen sessiz tanıklar, bir sanatçının ellerinde ikinci hayatlarını buluyor.
Aslında her şey, o sıradan bir pazar sabahı başladı. Kumların arasında parlayan o ilk seramik parçasını gördüğümde, aklıma hemen tarih derslerindeki amfora resimleri geldi. Kim bilebilirdi ki o küçük buluşun beni böyle bir tutkunun içine çekeceğini?
Tarihin Parçalarını Toplama Serüveni
Sabahın erken saatleri - henüz güneş doğmadan - en verimli zamanlarım. Dalgaların gece boyunca kıyıya taşıdığı yeni hazineleri bulmak için en uygun an. Bazen sadece minik bir parça, bazen ise neredeyse tanınabilir durumda bir amfora ağzı... Her biri ayrı bir hikaye anlatıyor sanki.
Bulduğum her parçayı incelerken, acaba bu amfora hangi gemiyle taşınıyordu? İçinde ne vardı? Zeytinyağı mı, şarap mı yoksa tahıl mı? Bu sorular beni öyle sardı ki, artık sadece bir koleksiyoncu değil, bir çeşit zaman yolcusu gibi hissediyorum kendimi.
Atölyedeki Büyülü Dönüşüm
Evimin küçük atölyesine girdiğimde, işin en keyifli kısmı başlıyor. Parçaları temizlemek, onların gerçek karakterini ortaya çıkarmak... Kimi zaman saatlerce uğraşıyorum sadece bir parçanın üzerindeki deniz tuzlarını ve kum taneciklerini temizlemek için.
Sonra o sihirli an geliyor - parçaların nasıl bir esere dönüşeceğine karar vermek. Bazen bir kolye, bazen bir anahtarlık, bazen de duvar süsü... Her biri kendi geçmişini taşıyor ama artık yeni bir kimlikle.
İşin en zor kısmı? O tarihi dokuyu bozmadan, modern bir işlev kazandırmak. Sanki iki farklı zaman dilimini birleştiriyorum - antik dünya ile günümüzü.
İnsanların Tepkileri ve Duygusal Bağ
Müşterilerim bu eserleri alırken yüzlerindeki o heyecanı görmek paha biçilemez. 'Bu parça kaç yıllık?' sorusunu duyduğumda, aslında insanların tarihe olan özlemini hissediyorum. Modern dünyada kaybettiğimiz bir şeyler var gibi.
Bir kadın müşterim, aldığı kolyeyi her taktığında kendini 'tarihin bir parçası' gibi hissettiğini söylemişti. İşte o an anladım ki yaptığım şey sadece bir iş değil, insanlarla geçmiş arasında köprü kurmak.
Tabii bazı eleştiriler de olmuyor değil. 'Tarihi eserleri bozuyorsun' diyenler var. Ama ben onları bozmuyorum, onlara yeni bir hayat veriyorum. Yoksa denizin derinliklerinde kaybolup gideceklerdi.
Gelecek Hayalleri ve Projeler
Şimdilerde daha büyük bir hayal peşindeyim - bulduğum parçalardan oluşan küçük bir sergi açmak. İnsanların bu tarihi hazineleri görmesini, dokunmasını istiyorum. Belki de bir gün, bu işi öğretmek için atölyeler düzenlerim.
Kim bilir, belki de siz de bir gün sahilde yürürken, kumların arasında parlayan o küçük tarih parçasını bulursunuz. O zaman anlarsınız benim bu tutkumu. Çünkü her parça, sadece bir seramik değil, binlerce yıllık bir hikaye...
Ve ben, sadece o hikayelerin modern zamanlardaki anlatıcısıyım.
