Kimileri için şöhret ve kamera önü hayatı vazgeçilmezken, bazılarıysa tam tersine koşturmaca dolu bu dünyadan sıyrılmanın yollarını arıyor. İşte Şeher Dilovan da bu ikinci grupta yer alanlardan.
Eskiden ekranların sevilen yüzüyken, bir gün gelip "Bu kadar yeter" dedi ve hayatını kökten değiştirme kararı aldı. Şimdilerde İsviçre'nin o muhteşem doğasında, adeta bir peri masalından fırlamış gibi duran bir evde yaşıyor.
Şehir Gürültüsünden Alpler'in Sessizliğine
Dilovan'ın tercihi sadece mekan değişikliği değil, aynı zamanda bir yaşam felsefesi değişikliği aslında. İstanbul'un o upuzun, bitmek bilmeyen trafikleri, koşturmacaları, sürekli bir yerlere yetişme telaşı... Hepsi geride kaldı. Yerine İsviçre Alpleri'nin o bildiğimiz muazzam manzaraları, çıtırdayan şömine sesleri ve doğanın kendi orkestrasının nağmeleri geldi.
Paylaştığı fotoğraflara bakıyorsunuz da insan "Acaba gerçekten böyle bir yer var mı?" diye düşünmeden edemiyor. Karla kaplı dağlar, ahşap evler, tertemiz bir gökyüzü... Neredeyse bir kartpostal kadar mükemmel görünüyor her şey.
"Mutluluk Paradan Daha Değerli"
Dilovan, sosyal medya paylaşımlarında aslında çok net bir mesaj veriyor: "Para ve şöhret elbette güzel şeyler, ama mutluluk bunlardan çok daha değerli." Doğayla bu kadar iç içe bir yaşam sürmenin kendisine huzur ve denge getirdiğini sık sık vurguluyor.
Sabahları kuş sesleriyle uyanmak, kahvesini karşısındaki muhteşem manzaraya karşı yudumlamak, doğa yürüyüşlerine çıkmak... Bunlar artık onun günlük rutinlerinden. Eskiden stüdyo ışıkları ve kameralar varken, şimdi güneşin doğuşunu ve batışını izliyor.
Hayranlarından Yoğun İlgi
Dilovan'ın paylaşımları hayranları tarafından adeta sel gibi yorum ve beğeni alıyor. Kimi "Keşke ben de yapabilsem" diyor, kimi "Çok cesur bir karar" diye takdir ediyor. İnsanların bu kadar ilgisini çekmesinin sebebi belki de hepimizin içinde olan ama bir türlü gerçekleştiremediğimiz o "kaçış hayali"ni somutlaştırmış olması.
Doğayla bu kadar barışık bir yaşam sürmek, modern dünyanın tüm nimetlerinden vazgeçmek gerçekten kolay değil. Ama görünen o ki Dilovan bu değişimden son derece memnun. Yüzündeki o huzurlu gülümseme her şeyi anlatıyor zaten.
Belki de asıl zenginliğin para ya da şöhret değil, iç huzuru bulmak olduğunu hepimize bir kez daha hatırlatıyor. Kim bilir, belki onun bu hikayesi başkalarına da ilham olur ve daha fazla insan kendi iç sesini dinlemeye cesaret eder.