
Doğa bazen en masum görünen şeylerin ardında korkunç sırlar saklar. Tıpkı Karayip kıyılarının beyaz kumlu plajlarında rastgele serpilmiş gibi duran o zararsız görünümlü ağaç gibi. Adı Mancinella. Yerlilerin deyişiyle 'küçük elma'. Ama sakın ola ki aldanmayın görüntüsüne!
Bu ağacın her bir zerresi –evet, tam olarak her bir parçası– ölümcül bir zehirle yüklü. Öyle ki, yağmur altında altında durmak bile felakete davetiye çıkarıyor. Yağmur suyu, yapraklarından sızan toksik özüyle birleşip adeta asit yağmuruna dönüşüyor. Cildinizde kabarcıklar, yanıklar, dayanılmaz acılar bırakıyor.
Dokunmak, Tatmak, Hatta Yaklaşmak Tehlikeli
Meyveleri? Görünüşte iştah açıcı, minik yeşil elmaları andırıyor. Ama bir ısırık, boğazınızda dayanılmaz bir yanma hissi, mide krampları ve maalesef çok daha kötü sonuçlar doğurabiliyor. Tarih, bu meyveyi yiyenlerin trajik sonlarını kayıt altına almış durumda.
Peki ya dokunmak? Kesinlikle hayır! Gövdesindeki lateks benzeri sütlü özsu, ciltle temas ettiği an şiddetli alerjik reaksiyonları tetikliyor. Geçici körlüğe dahi yol açabiliyor. İnanması güç ama bu ağacın dallarını yakmak dahi tehlikeli. Dumanı gözleri tahriş ediyor, solunum problemlerine neden oluyor.
Peki Neden Hala Varlar?
Mantık sorusu: Neden böyle bir canavar yok edilmiyor? Cevabı basit aslında. Bu ağaçlar, kıyı erozyonunu önlemede kritik bir role sahip. Kökleriyle kumulları adeta bir ağ gibi sararak sahilleri koruyorlar. Doğanın korkunç ama bir o kadar da dahiyane dengesi işte!
Yerliler ve yetkililer, bu tehlikenin farkında. Genellikle ağacın gövdeleri kırmızı bantlarla veya üzerinde uyarıların yazılı olduğu işaretlerle belirtiliyor. Ama yine de dikkatli olmakta fayda var. Doğada her güzelliğin ardında bir sır, her masumiyetin içinde bir tehlike yatabilir. Mancinella da bunun en ürpertici örneklerinden biri. Onu gördüğünüzde sadece hayranlıkla izlemek ve uzaktan fotoğrafını çekmek en akıllıcası olacaktır.