İstanbul'da ekim ayına girerken su seviyeleri adeta içler acısı bir tablo çiziyor. İSKİ'nin paylaştığı en güncel verilere göre, 30 Eylül 2025 itibarıyla kentin barajlarındaki doluluk oranı yüzde seviyelerinde seyrediyor. Bu durum, önümüzdeki aylar için ciddi endişelere yol açıyor doğrusu.
Şehrin can damarı olan barajların durumu hiç de iç açıcı değil. Öyle ki, bazı barajlarda su seviyeleri neredeyse yok denecek kadar az. İnsan ister istemez "Acaba önlemler yeterli mi?" diye düşünmeden edemiyor.
Baraj Baraj Dökülen Rakamlar
Detaylara indiğimizde manzara daha da vahimleşiyor. Ömerli Barajı'nda doluluk yüzde gibi düşük bir seviyede. Terkos'ta durum biraz daha iyi ama o da yüzde civarında. Sazlıdere ise adeta can çekişiyor - yüzde gibi kritik bir oranla ayakta durmaya çalışıyor.
Peki bu rakamlar ne anlama geliyor? Aslında her şey çok basit: İstanbul susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya. Ve maalesef bu tehlikenin farkında olanların sayısı oldukça az.
Gelecek Aylar İçin Endişe Verici Tablo
Meteoroloji uzmanları önümüzdeki kış mevsiminin yağış açısından zayıf geçebileceğini söylüyor. Bu da demek oluyor ki barajlardaki su seviyeleri daha da düşebilir. İstanbul gibi devasa bir metropolün su ihtiyacını karşılamak giderek zorlaşıyor.
Belediyenin acil önlem paketleri açıklayacağı söylentileri dolaşıyor ortalıkta. Ancak ben şahsen, vatandaş olarak her birimizin üzerine düşen görevler olduğunu düşünüyorum. Suyu hoyratça kullanma lüksümüz kalmadı artık.
Muslukları kapatmak, damlatan vanaları tamir ettirmek, araba yıkamak için hortum kullanmamak... Bunlar küçük gibi görünen ama aslında çok büyük farklar yaratacak önlemler. Unutmayalım, su hayattır ve o olmadan yaşamak imkansız.
Sonuç olarak, İstanbul'un su krizi artık kapıyı çalmış durumda. Barajlardaki doluluk oranları bize açıkça gösteriyor ki: Suyumuz tükeniyor. Ve bu konuda hepimizin üzerine düşen sorumluluklar var. Yarın çok geç olmadan bugün harekete geçmeliyiz.
