
Güneş adeta kavuruyor, termometreler deliriyor... Peki ya barajlar? İstanbul'un hayat damarları olan barajlardaki su seviyeleri, kurak geçen yaz aylarının etkisiyle alarm vermeye başladı. 8 Ağustos itibarıyla ölçülen doluluk oranları, kentin su stresi yaşadığını gözler önüne seriyor.
Rakamlar Konuşuyor: İşte Acı Tablo
Ömerli Barajı %42.3 ile nispeten iyi durumda görünse de, diğer barajlardaki manzara hiç de iç açıcı değil. Terkos'un %28.1, Sazlıdere'ninse %15.4'lük doluluk oranıyla adeta 'son çırpınışlarını' yaşadığını söylemek abartı olmaz. Peki bu ne anlama geliyor? Şöyle diyelim: Musluklarımızdan akan suyun kaynağı tehlikede!
Uzmanlar Uyarıyor: 'Kırmızı Alarm!'
İklim değişikliğinin etkileri artık somut verilerle karşımızda. Meteoroloji uzmanları, 'Bu yaz rekor kıran sıcaklıklar ve azalan yağışlar, su kaynaklarımızı tükenme noktasına getirdi' diyor. Su politikaları konusunda çalışan bağımsız araştırmacılar ise daha sert ifadeler kullanıyor: 'İstanbul'un 2 aylık suyu kaldı' iddiaları dolaşıyor ortalıkta.
Peki ne yapmalı? İşte birkaç acil önlem:
- Duş sürelerini kısaltmak (5 dakika kuralı!)
- Arabaları hortumla yıkamak yerine kova kullanmak
- Bahçe sulamalarını gece saatlerine kaydırmak
- Muslukları tamir ettirmek (damlayan musluk günde 30 litre su kaybı demek!)
Gelecek Karanlık mı?
Yetkililer 'panik yapmayın' dese de, rakamlar pek de iç açıcı değil. Baraj doluluk oranları geçen yılın aynı dönemine göre %15-20 daha düşük. Üstelik yağış beklenen aylarda bile meteorolojik kuraklık devam ediyor. Kısacası, İstanbul'un su meselesi artık 'bireysel tasarruf' boyutunu aştı; acil önlem paketleri gerektiren stratejik bir kriz haline geldi.
Son bir not: Suyun kıymetini kaybetmeden anlamak zorundayız. Yoksa çok geç olabilir...