
Şöyle bir düşünsenize... 1980'lerin sonu, 90'ların başı. O zamanlar okul denince akla sadece dersler gelmezdi. Bir de anneler vardı, hayatımızın tam ortasında duran.
Benim için okul, annemin yüzündeki o tuhaf gülümsemeydi aslında. Sabahları hazırlanırken sanki normalden daha enerjik olurdu. Acaba neden? Belki de kendi başına kalacağı birkaç saatin hayaliydi bu.
Ödev Kontrolü: Annemin Özel Zamanı
Akşamları ödevlerimi kontrol edişini hiç unutamam. Masanın başına geçer, gözlüklerini takar ve ciddi ciddi her sayfayı incelerdi. Ama o anda yüzünde beliren ifadeyi tarif etmek zor - bir gurur, bir rahatlama, bir tatmin karışımı.
Aslında şimdi geriye dönüp baktığımda, o anların sadece benim ödevlerimle ilgili olmadığını fark ediyorum. Kendi hayatından kaçıştı belki de. Bir yetişkin olarak sorumluluklarından sıyrılıp çocuğunun dünyasına dalış...
Veliler Arası Dayanışma
Okul kapısında bekleyen anneler topluluğu! Kimi örgü örer, kimi sohbet eder, kimi de sadece dalıp giderdi. Aramızda kalsın, bazıları fırsat buldukça kestirme molası bile verirdi.
O zamanlar cep telefonu yoktu. İnsanlar gerçekten birbirleriyle konuşurdu. Annem, okul çıkışı diğer annelerle yaptığı sohbetlerden eve döndüğünde yüzü hep daha aydınlık olurdu.
Peki Neden Daha Mutluydular?
- Belki de işler daha basitti o zamanlar
- Çocuk yetiştirme konusundaki kaygılar şimdikinden farklıydı
- Toplumsal baskılar daha az hissediliyordu
- Ya da sadece kendi çocuklarının büyüdüğünü görmenin verdiği huzur...
Kim bilir? Belki de annelerimiz sadece kendi çocukluklarını hatırlıyorlardı okul kapılarında beklerken. Kendi kaybettikleri şeyleri bizde buluyorlardı.
Şimdi düşünüyorum da, o okul yılları sadece bizim için değil, annelerimiz için de özeldi. Onlara kendi hayatlarından küçük kaçamaklar sunan bir dönemdi.
Ve itiraf etmeliyim ki, bazen -sadece bazen- keşke o eski günlere dönebilsek diyorum. Hem benim için hem de annem için.