
Günümüz dünyasına bakıyorum da, insanlık denen o muazzam varlık adeta bir uçurumun kenarında dans ediyor. Öyle ki, artık komşumuzun aç olduğundan bile haberdar değiliz. Evet, belki de en acı olanı bu.
Uzmanların son dönemde dillendirdiği o çarpıcı tespit hiç bu kadar doğru olmamıştı: İnsanlık çukuruna düştük. Peki nasıl oldu da bu hale geldik? Cevap aslında tam da gözümüzün önünde duruyor.
Bencilliğin Zaferi: "Ben" Dediğimiz An
Şu son on yılda, özellikle de teknolojinin her alana nüfuz etmesiyle birlikte, bireysellik adeta kutsal bir değer haline geldi. Her şey "ben" üzerine kurulu. Peki ya "biz"? O eski dayanışma ruhu nerede kaldı? Gerçek şu ki, sosyal medya bizi birbirimize bağlıyor gibi gösterirken aslında yalnızlaştırıyor.
Düşünsenize, bir restoranda yemek yerken bile karşımızdakiyle değil, telefon ekranlarıyla ilgileniyoruz. İnsan ilişkileri adeta yüzeyselleşti, derinlik kaybetti. Bu durum toplumsal dokuyu nasıl etkiliyor dersiniz? Cevabı tahmin etmek zor değil.
Ahlaki Pusulanın Kayboluşu
Değerler erozyonu - evet, bu tam da yaşadığımız şey. Eskiden ahlaki davranışlar toplumda kendiliğinden saygı görürdü. Şimdi? Neredeyse her şey göreceli hale geldi. Doğru ile yanlış arasındaki çizgi bulanıklaştı.
Belki de en rahatsız edici olan, bu durumun normalleşmesi. İnsanlar artık yanlışları olağan karşılıyor. Etik değerler, maddi kazançlar uğruna feda ediliyor. Peki ya sonuç? Toplumsal güven duvarında derin çatlaklar.
Çıkış Yolu Var Mı?
Umutsuzluğa kapılmak kolay elbette. Ancak uzmanlar işin bir de diğer tarafına bakmamız gerektiğini söylüyor. İnsanlık tarih boyunca krizler yaşadı ve her seferinde toparlanmayı başardı. Belki de şu an tam da bir dönüm noktasındayız.
Küçük adımlarla başlamak gerekiyor. Komşumuza selam vermekle, yardıma ihtiyacı olana destek olmakla, dürüstlüğü hayatımızın merkezine koymakla... Bunlar klişe gelebilir ama işe yarıyorlar.
Toplumsal bilincin yeniden uyanması için eğitim kurumlarına, ailelere ve tabii ki bireylere büyük görevler düşüyor. Unutmayalım: Değişim önce içimizde başlar.
Sonuç olarak, evet durum ciddi. Ama imkansız değil. İnsanlık olarak bu çukurdan çıkma irademizi gösterdiğimizde, belki de şu an yaşadığımız buhranları gelecekte anlamlı dersler olarak anacağız.