‘Gitmek İstemiyorum Ama Mecburum’ Diyenlerin Hikayesi: Zorunlu Göçün Yürek Burkan Yüzü
Zorunlu Göçün Yürek Burkan Hikayeleri

Bazen hayat, insana istemediği yollardan yürümeyi dayatıyor. Öyle anlar gelir ki, gitmek istemezsin ama kalmanın bedeli ağırdır. İşte o zaman yüreğin burkulur, gözlerin dolarken adımlarını zorla atarsın.

Kimileri için bu, bir iş fırsatıdır; kimileri içinse hayatta kalma mücadelesi. Şehirler, sokaklar, anılar geride kalır. Arkada bıraktıkların ise içinde bir sızı olur — belki de hiç dinmeyecek.

‘Kapılar Ardında Kalan Hayatlar’

Düşünsenize, çocukluğunuzun geçtiği mahalleden, annenizin yaptığı yemeklerin kokusundan, sabah ezanıyla uyandığınız o tanıdık sokaktan uzakta yeni bir hayat kurmaya çalışıyorsunuz. Kolay mı sanıyorsunuz?

İnsan gittiği yere yalnızca bavulunu değil, yüreğindeki o kocaman boşluğu da götürür. Yeni bir dil, yeni insanlar, alışık olmadığınız bir tempo... Hepsi üst üste binerken, içinizdeki o ‘keşke’ler hiç susmaz.

Gitmenin Ağır Bilançosu

  • Sevdiklerinizle aranıza mesafe girer — video görüşmeler asla yeterli olmaz
  • Çocuklarınız büyürken yanınızda olamazsınız (o ilk adımları kaçırmak nasıl bir acıdır tahmin edin)
  • Yeni bir kültürün içinde kendinizi yabancı hissedersiniz — bazen kelimeler bile yetmez

Peki ya geri dönme lüksünüz yoksa? İşte o zaman her sabah yastığınızda bulduğunuz o nem, aslında içinizde biriken özlemin ta kendisidir.

‘Bavulumda Ne Var?’

Gidenlerin çoğu yanına fotoğraf albümlerini alır — belki de en ağır eşyalarıdır bunlar. Bir de annenizin size ördüğü o kocakarı soğuğuna dayanıklı kazak... Hiç giymeseniz bile bavulda mutlaka yer bulur kendine.

Kimisi giderken bir avuç toprak alır yanına, kimisinin cebinde eski bir tramvay bileti kalır. Anılar işte, en garip eşyalarda saklı.

Şimdi düşünün: Siz olsanız, bavulunuza neleri koyardınız? Cevap verirken içinizin cız ettiğini hissettiniz mi?

Yeni Bir Hayat Kurmak

Her şeye rağmen insan adapte olur — mecburen. Yeni komşular, belki yeni bir aşk, alışveriş yapmayı öğrendiğiniz bakkal... Zamanla acı hafifler ama bitmez. Özlem, göçmenin sırtında taşıdığı görünmez bir yüktür.

Belki de en zoru, iki kültür arasında sıkışıp kalmaktır. Ne buradasınızdır artık, ne orada. Arafta bir hayat... Ama yaşamak zorundasınız, değil mi?