1965'te Boğaz'da Şaşırtan Macera: Amphicar ile Denize Giren Gizemli Kişi Kimdi?
1965'te Amphicar ile Boğaz'da Denize Giren Gizemli Kişi

İstanbul Boğazı'nda 1965 yılının o unutulmaz günü... Görenlerin gözlerine inanamadığı bir manzara yaşanıyordu. Sanki bir film sahnesi gibi, sıradan bir otomobil suya doğru ilerliyor ve dalgaların arasında kayboluyordu. Bu, o dönem için tam anlamıyla bir fenomendi.

Amphicar adlı bu ilginç araç -ki kendisi hem karada hem suda gidebilme özelliğiyle oldukça nadir bulunan bir tasarımdı- o gün Boğaz sularında adeta bir deniz taşıtı gibi süzülüyordu. İnsanlar şaşkınlık içinde bu garip manzarayı izliyor, bazıları belki de gözlerine inanamıyordu.

Gizemli Sürücünün Kimliği

Peki bu cesur sürücü kimdi? İşte asıl merak konusu bu. O dönemin kayıtlarına göre, bu ilginç gösteriyi gerçekleştiren kişi, Amphicar'ın Türkiye distribütörü olan İhsan Doğramacı'ydı. Evet, yanlış duymadınız - kendisi sadece bir iş insanı değil, aynı zamanda oldukça maceraperest bir ruha sahipti.

Doğramacı, bu gösteriyle aslında aracın yeteneklerini halka göstermeyi amaçlıyordu. Ama bunu yaparken öyle sıradan bir tanıtım yapmadı. Hayır, İstanbul'un kalbinde, herkesin gözü önünde, Boğaz'ın soğuk sularına dalıverdi. Oldukça riskli bir hamleydi bu, fakat kesinlikle unutulmaz bir etki bıraktı.

Amphicar'ın Hikayesi

Amphicar aslında Alman yapımı oldukça enteresan bir araçtı. 1961-1968 yılları arasında üretilen bu hibrid taşıt, hem karada hem suda seyredebilme özelliğiyle o dönem için gerçekten devrim niteliğindeydi. Tabii ki, her yenilik gibi bunun da bazı sınırları vardı.

Karada saatte yaklaşık 110 km hıza ulaşabilirken, suda ise maksimum 7 knot (yaklaşık 13 km/s) hız yapabiliyordu. Suya giriş için özel bir rampa gerektirmiyordu - ki bu da onu pratik kılan özelliklerinden biriydi. Doğramacı'nın Boğaz'daki gösterisi de tam olarak bu yeteneği sergiliyordu.

O Günün İzleri

1965'in o önemli gününde neler yaşandığını hayal etmek gerçekten ilginç. İnsanlar muhtemelen önce şaşkınlıkla izlemiş, sonra da bu garip aracın suda nasıl ilerlediğine hayret etmişlerdi. O dönemin basını da bu olaya oldukça ilgi göstermiş, hatta bazı gazeteler manşetlerine taşımıştı.

Aslında düşününce, bu gösteri sadece bir araç tanıtımı değildi. Aynı zamanda Türkiye'de otomotiv tarihinin ilginç bir sayfasını oluşturuyordu. Belki de o gün orada bulunanlar, geleceğin suda giden arabalarının ilk örneğine tanıklık ettiklerini düşünmüşlerdi.

Günümüzde Amphicar'lar oldukça nadir bulunan koleksiyon parçaları haline geldi. Hala dünyanın çeşitli yerlerinde meraklıları tarafından kullanılıyor ve sergileniyorlar. Ama hiçbiri, İhsan Doğramacı'nın İstanbul Boğazı'nda yaptığı o unutulmaz gösteri kadar ilgi çekici olamazdı herhalde.

Bu olay, aradan geçen onca yıla rağmen hala konuşuluyor. Belki de sıradanın dışına çıkan, insanları şaşırtan her hikaye gibi, bu da hafızalardaki yerini koruyor. İstanbul'un renkli tarihindeki ilginç anekdotlardan biri olarak yaşamaya devam edecek gibi görünüyor.