İstanbul'da gün batımıyla birlikte başlayan o meşhur trafik dansı yine sahne alıyor. Şehrin ana arterleri, iş çıkışı saatlerinde adeta bir araba denizine dönüşüyor. Kimileri evlerine dönmek için sabırsızlanırken, kimileri de bu kaostan nasıl kurtulacağını düşünüyor.
Boğaz köprüleri deseniz... Anadolu'dan Avrupa'ya, Avrupa'dan Anadolu'ya geçmek isteyen araçların oluşturduğu kuyruklar görenleri hayrete düşürüyor. Özellikle Fatih Sultan Mehmet ve 15 Temmuz Şehitler Köprüsü çevresindeki yoğunluk, sürücüleri alternatif rotalar aramaya itiyor.
Hangi Güzergahlar Daha Rahat?
İşte size küçük bir sır: Ana yollardan uzaklaşıp ara sokakları tercih edenler, bu trafik cehenneminden birkaç dakika da olsa kurtulmayı başarıyor. Tabii İstanbul'un o meşhur 'dolambaçlı' yollarını bilmek şartıyla!
Eminönü'nden Bakırköy'e, Kadıköy'den Beylikdüzü'ne uzanan hatlarda trafik tam anlamıyla durma noktasına geliyor. Toplu taşıma kullananlar ise en azından yolda kitap okuma ya da müzik dinleme fırsatı buluyor.
Akıllı Uygulamalar Kurtarıcı Olabilir mi?
Cep telefonunuzdaki navigasyon uygulamaları size en hızlı rotayı göstermeye çalışıyor ama bazen İstanbul trafiğinin bildiği iş... Gerçekten de öyle! Bu uygulamaların önerdiği 'kestirme' yolların da aynı anda binlerce kişi tarafından kullanıldığını unutmayın.
Toplu taşıma kullanıcıları için metro ve metrobüs hattı yoğunluğu da cabası. İnsanlar adeta balık istifi gibi seyahat ediyor. Ama yine de trafikte saatler geçirmekten iyidir, değil mi?
Peki çözüm ne? Belki de biraz esnek çalışma saatleri, belki de daha fazla toplu taşıma yatırımı... Ya da belki de hepimizin biraz daha sabırlı olmayı öğrenmesi. İstanbul büyük bir aşk gibi - hem çok seviyorsunuz hem de bazen çok yoruyor!