Bazen hayat, en beklenmedik yerlerde en sıcak hikayeleri yazıyor insanın yüreğine. İşte öyle bir hikaye bu - bir minibüs durağında başlayıp gönüllerde taht kuran.
Geçen ayın o serin sabahında, sıradan bir minibüs durağında sıradışı bir yolcu belirdi. Küçük, ürkek, yardıma muhtaç... Durak çalışanları onu ilk gördüklerinde, o minicik halleriyle oracıkta eriyip gitmek üzere sandılar. Ama yanıldılar. Çünkü o küçük yolcu, bir kedi yavrusu, onların hayatına girdiği gibi hiç çıkmamak üzere yerleşivermişti.
Bir Durak, Bir Kedi ve Sonsuz Bir Merhamet
Durak çalışanları -ki onlar artık sadece çalışan değil, birer melek- hemen harekete geçtiler. "Yolcu" adını verdikleri bu minik misafiri veterinere götürdüler. Tedavi süreci hiç de kolay olmadı aslında. Kimi geceler nöbet tuttular, ilaçlarını aksatmadan verdiler, o iyileşene kadar gözlerinin içine baktılar.
Ve iyileşti Yolcu. Öyle böyle değil, sapasağlam, pırıl pırıl, gözleri yeniden ışıl ışıl parlayarak...
Artık O Bir Maskot Değil, Ailenin Bir Ferdi
Şimdilerde Yolcu, tedavi edildiği o minibüs durağının vazgeçilmez neşesi. Müşteriler onu görmeye geliyor, çalışanların mola saatlerinde kucağa alınıp seviliyor, hatta minibüs şoförleri bile durağa yaklaşırken yavaşlıyor, "Yolcu nerede acaba?" diye bakınıyorlar.
Durak çalışanlarından biri, gözleri dolarak anlatıyor: "O artık bizim çocuğumuz gibi. Sabah gelir gelmez mamasını veriyoruz, akşam da beraber eve gidiyoruz. Bazen düşünüyorum da, belki de o bizi buldu, biz onu değil."
Bu hikaye sadece bir kediyle insanların hikayesi değil aslında. Şehrin kalabalığında, koşturmacanın ortasında, bir minibüs durağında filizlenen sıcak bir yuva, karşılıksız bir sevginin kanıtı.
Yolcu şimdi durağın başköşesinde, müşterileri karşılıyor, minibüslerin gelişini izliyor ve belki de farkında olmadan, o durağa uğrayan herkese küçük bir ders veriyor: Sevgi, en beklenmedik anlarda, en umulmadık yerlerde yeşerebilir. Yeter ki yüreğimizde ona yer açalım.