
Dumanların gökyüzünü kapladığı o kavurucu günlerde, bir avuç insanın inanılmaz cesareti herkesi derinden etkiledi. Alevlerin ortasında, hiç düşünmeden koşan bu isimsiz kahramanlar, belki de hayatlarının en büyük sınavını veriyorlardı.
Kimisi henüz 20'li yaşlarının baharındaydı, kimisiyse emekliliğini bile geçmişti. Ama hepsinin ortak bir noktası vardı: Bu topraklara duydukları tarifsiz sevgi. Öyle ki, kendi canlarını hiçe sayarak, bir ağacın, bir yaprağın peşine düşmüşlerdi.
Son Nefese Kadar Mücadele
O günleri yaşayanların anlattıkları, insanın tüylerini diken diken ediyor. "Alevler önümüzde dans ediyordu adeta" diyor bir tanık. "Ama onlar, sanki bir şarkı söyler gibi, hiç duraksamadan ilerliyorlardı."
İşte bu kahramanlardan bazıları, ne yazık ki dönemediler. Ama geride, sadece ağaçlardan ibaret olmayan bir miras bıraktılar. Bir düşünce, bir felsefe, bir yaşam biçimi...
Unutulmayacak İsimler
- Mehmet Kaya: 32 yaşında, iki çocuk babası
- Ayşe Demir: Üniversite öğrencisi, gönüllü
- Cemal Yılmaz: Emekli orman işçisi, 68 yaşında
Bu isimler, artık sadece birer isim değil. Onlar, doğa sevgisinin sembolleri haline geldiler. "Bizim için sadece ağaç değildi" diyor yakınları. "Onlar için her bir fidan, gelecek nesillere bırakılacak bir emanetti."
Peki ya biz? Bu fedakarlıklardan ne öğrendik? Belki de cevap, en çok ihtiyacımız olan şey: Doğaya karşı sorumluluk bilinci. Çünkü bu topraklar, sadece bizim değil. Torunlarımızın, onların çocuklarının...