İzmir'de adaleti sarsan bir davada son perde bugün kapandı. Henüz 16 yaşındayken eski sevgilisini tam 30 bıçak darbesiyle hunharca katleden genç, nihayet cezasını buldu. Mahkeme salonundaki gergin bekleyiş, hakimin kararı okumasıyla yerini derin bir sessizliğe bıraktı.
Olay, geçtiğimiz yılın kanlı bir yaz gününde patlak vermişti. İki gencin yolları ayrıldıktan sonra, erkek tarafın takıntılı davranışları zaten dikkat çekiyordu. Ancak kimse bu takıntının böylesine vahşi bir sonla biteceğini tahmin edemezdi.
30 Darbe ve Bir Hayatın Sönüşü
Mahkeme tutanaklarına göre, saldırı tam bir öfke patlaması şeklinde gerçekleşmiş. Katil zanlısı genç, eski sevgilisini ıssız bir sokakta pusuya düşürmüş. İlk darbelerden sonra bile durmamış, adeta bir öfke nöbeti içinde 30 kez bıçağı saplamış kurbanın bedenine. Olay yerine gelen polisler, en tecrübelilerinin bile midesini bulandıran bir manzarayla karşılaşmış.
Savcılık, dosyayı 'kasten adam öldürme' suçundan işlemiş. Deliller o kadar netti ki - bıçaktaki parmak izleri, olay yerindeki güvenlik kamerası görüntüleri - zanlının avukatının bile fazla manevra alanı kalmamıştı. Tabii, sanığın yaşının küçük olması cezada hafifletici sebep sayılabilecek tek unsurdu.
Mahkeme Kararı ve Ailenin Acısı
Bugünkü duruşmada mahkeme heyeti, 20 yıl hapis cezasına hükmetti. Karar açıklandığı anda, salondaki aile fertlerinin gözyaşlarına hakim olamadığı görüldü. Mağdurun annesi, 'Kızımın katili hak ettiği cezayı aldı ama kızım geri gelmeyecek' sözleriyle özetledi her şeyi.
Uzmanlar, bu tür gençlik şiddeti olaylarının altında yatan sebepleri tartışıyor. İlişki bitse de bitmeyen takıntılar, kontrol edilemeyen öfke, sosyal medyanın ilişki dinamiklerini zehirlemesi... Hepsi masaya yatırılması gereken konular. Belki de asıl soru: Nasıl oldu da 16 yaşındaki bir genç, bir insanı bu kadar acımasızca öldürebilecek hale geldi?
Bu karar, adalet arayanlar için bir rahatlama sağlasa da, toplum olarak hepimizin üzerine düşünmesi gereken çok şey var. Gençlerimizi şiddetten uzak tutmak, onlara sağlıklı ilişkiler kurmayı öğretmek - işte asıl mesele bu.
