
Tam 20 yıl önce kan donduran bir cinayetin gölgesinde başlayan adalet arayışı, bugün beklenmedik bir gelişmeyle sarsıldı. Olayın sanığı, uzun süren yargılamanın ardından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
İşin tuhaf tarafı, delillerin bir kısmının zaman aşımına uğraması ve bazı tanık ifadelerinin çelişkili bulunmasıydı. Mahkeme heyeti, "Şüpheden sanık yararlanır" ilkesi gereğince bu kararı verdiğini açıkladı. Ancak mağdur yakınlarının bu karara tepkisi ise oldukça sert oldu.
Adliye Koridorlarında Fısıltılar
Duruşma salonundan çıkan savcı yardımcısı, mikrofonlara "Böylesine ağır bir suçta bu kararın verilmesi elbette tartışma yaratacaktır" yorumunu yaptı. Savunma avukatı ise müvekkilinin yıllardır haksız yere tutuklu kaldığını iddia ederek, "Adalet nihayet yerini buldu" dedi.
Olayın detaylarına bakıldığında:
- Cinayetin işlendiği 2003 yılında sanık henüz 22 yaşındaydı
- Olay yerinde bulunan parmak izleri ve DNA örnekleri kısmi eşleşme gösteriyor
- 3 farklı tanığın ifadelerinde tutarsızlıklar tespit edildi
Mahkeme heyetinin karar gerekçesinde, "Yeterli ve kesin delil olmaksızın kişi özgürlüğünün kısıtlanamayacağı" vurgulandı. Ancak sokaktaki vatandaştan duyduğunuz "Yıllar sonra delil mi aranır?" sorusu, kamuoyundaki şaşkınlığı özetler nitelikte.
Mağdur Ailesi Karara Tepkili
Cinayete kurban giden gencin ailesi, kararı "Adaletin cinayeti" olarak nitelendirdi. Baba, gözyaşları içinde "20 yıldır bekliyoruz, şimdi de sıfırdan başlıyoruz" ifadelerini kullandı. Ailenin avukatı temyiz başvurusu hazırlıklarının başladığını duyurdu.
Eski bir emniyet müdürü olayla ilgili şu çarpıcı yorumu yaptı: "2000'lerin başındaki teknolojiyle toplanan deliller, bugünün standartlarında yetersiz kalabilir. Ancak bu, adaletin tecelli etmediği anlamına gelmez."
Davanın seyrini değiştiren en önemli gelişme, olay yerinden alınan kan örneklerindeki DNA'nın sanığa ait olduğunu kesin olarak kanıtlayacak teknik imkanların o dönemde bulunmaması oldu. Savunma, "Günümüzde olsa belki sonuç farklı olurdu" argümanını başarıyla kullandı.