
Antalya'da yaşanan ve yürekleri burkan bir cinayet davasında mahkeme salonu adeta buz kesti. 15 yaşındaki M.A.'yı 30 bıçak darbesiyle hunharca katleden zanlı E.A., yargı önüne çıktığında yaptığı itirafla herkesi şoke etti.
Olay, geçtiğimiz yılın kasım ayında, Antalya'nın göbeğinde, sıradan bir akşamüstünde patlak verdi. Aslında her şey genç bir aşk hikayesi gibi başlamıştı ama ne yazık ki trajediyle sonuçlandı. İlişkilerindeki sorunlar derinleştikçe, E.A.'nın içindeki canavar dışarı çıkmak için fırsat kolladı.
Mahkeme tutanaklarına göre, zanlı E.A., savcılık ifadesinde olay anını hiçbir pişmanlık emaresi göstermeden, adeta bir film sahnesi anlatır gibi anlattı. "Bıçağı aldım ve üzerine yürüdüm" diye başladığı cümleleri duyanlar, bu soğukkanlılığa inanamadı. 30 kez sapladığını söylerken ses tonundaki donukluk, salondakileri derinden ürpertiyordu. İnsan, bu kadar mı duygusuz olur?
Son Nefes ve Soğuk Yüzleşme
O korkunç anları anlatırken, "Son nefesini duydum" ifadesini kullandı zanlı. Bu sözler, mahkeme salonunda yankılandığı anda, M.A.'nın ailesinin çığlıkları yükseldi. Anne ve baba, bir kez daha o karanlık güne geri dönmüş, acılarını yeniden yaşamışlardı. Kim hak verirdi onlara?
Savcı, olay yerinden toplanan delilleri tek tek sıraladı: Kanlı bıçak, üzerinde parmak izleri bulunan giysiler, ve olayı doğrulayan güvenlik kamerası görüntüleri. Zanlının avukatı ise müvekkilinin 'tahrik' altında olduğunu iddia etse de, bu savunma salondakileri ikna etmekten çok uzaktı. 15 yaşındaki bir çocuğu 30 kez bıçaklamak hangi tahrikin eseri olabilirdi ki?
Adalet Noktasında Bekleyiş
Mahkeme, zanlı E.A.'yı 'kasten adam öldürme' suçundan tutuklu olarak yargılamaya devam ediyor. Bir sonraki duruşma tarihi ise önümüzdeki aylara ertelendi. M.A.'nın ailesi, adaletin yerini bulması için sabırsızlıkla bekliyor. Umuyoruz ki hiçbir aile böyle bir acıyı yaşamak zorunda kalmasın.
Bu olay, toplum olarak gençlerimizin ruh sağlığına ve ilişkilerdeki şiddet eğilimlerine daha fazla eğilmemiz gerektiğini bir kez daha hatırlattı. Unutmayalım ki, sevgi saygıyla, şiddet ise cezayla sonuçlanır.