Bazen adalet, beklenenden çok daha geç tecelli eder. Tam da böyle bir hikaye, 41 yıl sonra yüzündeki küçük bir iz sayesinde son buldu. 1983'te Almanya'da işlenen bir cinayetin zanlısı, nihayet yakayı ele verdi.
Olay, Münih'te genç bir kadının vahşice öldürülmesiyle başlamıştı. Katil, izini kaybettirmeyi başarmıştı ta ki yüzündeki o belirgin iz ortaya çıkana kadar. Polis, yıllar süren takibin ardından DNA eşleşmesi ve yüz analizi teknolojisi sayesinde zanlıyı belirledi.
Yıllar Sonra Gelen Adalet
Zanlının yüzündeki yara izi, olay yerinde bulunan delillerle birebir örtüşüyordu. Dedektifler için bu küçük detay, 41 yıllık bir bilmeceyi çözen anahtar oldu. "Bazen en küçük ipuçları, en büyük sırları açığa çıkarır" diyor emekli dedektif Hans Weber.
Şüpheli, olaydan sonra Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde yaşamını sürdürmüş. Ancak geçen zaman, suçunu örtbas etmesine yetmemiş. İşin ilginç yanı, zanlının komşuları onu "sessiz ve sıradan" biri olarak tanımlıyor. Kim derdi ki o sakin görünüşün altında böyle karanlık bir sır yatıyor?
Teknoloji ve Kararlılık İş Birliği
Modern adli tıp teknikleri olmasaydı, bu dava belki de hiç çözülemeyecekti. DNA analizindeki son gelişmeler ve yüz tanıma sistemleri, eski dosyaları canlandırmada devrim yarattı. Alman yetkililer, "Asla pes etmeyeceğiz" mesajını verirken, bu tutuklamayı soğuk vakalarda umudun tükenmediğinin kanıtı olarak gösteriyor.
Mağdurun ailesi için bu tutuklama, acılarını dindirmese de bir nebze olsun rahatlama sağladı. "Artık gözlerimizi kapatıp uyuyabiliriz" diyor mağdurun kardeşi, gözyaşlarına boğularak.
