Adana'da, insanı dehşete düşüren bir olay yaşandı. Öyle ki, aynı ailenin iki ferdi arasındaki gerginlik, geri dönülemez bir noktaya vardı. Her şey, iki kuzenin birdenbire alevlenen tartışmasıyla başladı. Kim derdi ki sıradan bir anlaşmazlık, böylesine korkunç bir sonla bitecek?
Olay, Çukurova ilçesine bağlı Güzelyalı Mahallesi'nde meydana geldi. İddiaya göre, H.A. ile kuzeni M.A. arasında önceden var olan bir husumet vardı—belki de üzeri örtülmüş, içten içe kaynayan bir sorun. İki isim, o lanetli gün yine karşı karşıya geldiler. Kelimeler havada uçuştu, sesler yükseldi ve her şey kontrolden çıktı.
Öfke, o kadar şiddetliydi ki H.A., eline geçirdiği bir bıçakla kuzeni M.A.'yi defalarca bıçakladı. O an orada bulunanlar, ne olduğunu anlamaya bile fırsat bulamadı. Bir anda her yer kan içinde kalmıştı. İhbar üzerine olay yerine sağlık ekipleri ve polis sevk edildi. Ancak yapılan tüm müdahalelere rağmen M.A., hayatını kaybetti. Ne acıdır ki aile, iki evladından birini toprağa verirken, diğeri de tutuklanmak üzere emniyet güçlerine teslim oldu.
Şüpheli H.A., olay yerinden kaçmaya çalıştı—belki de o an işlediği korkunç hatanın farkına varmıştı—fakat kısa sürede yakalandı. Çukurova Adliyesi'ne sevk edilen zanlı, ifadesinin ardından 'kasten öldürme' suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi. Adli kontrol kararı bile çıkmadı; çünkü deliller o kadar netti ki...
Böyle olaylar, toplum olarak hepimizi derinden yaralıyor. Aile içi anlaşmazlıkların bu denli vahşi bir boyuta ulaşması, üzerine düşünmemiz gereken bir konu. Belki de en çok, geride kalanların yaşayacağı o derin acıyı düşünmek bile insanın içini acıtıyor.