Adana'da, sıradan bir alacak verecek meselesi, insanın kanını donduran bir trajediye evrildi. Öyle ki, bu basit anlaşmazlık, bir adamın hayatına mal oldu ve onu son uykusuna 4 metre toprağın altında uyutmakla sonuçlandı. İki ay boyunca kayıp olarak aranan bir adamın akıbeti, ancak bu hafta içinde aydınlanabildi ve ortaya çıkan manzara, yürek burkan cinstendi.
Olay, Seyhan ilçesine bağlı Gülpınar Mahallesi'nde patlak verdi. İddiaya göre, iki şahıs ile aralarında para alacağı bulunan M.A. isimli bir kişiyi, alacaklarını tahsil etmek amacıyla kaçırdılar. Fakat işler, tahmin edilenden çok daha korkunç bir boyuta sıçradı. Tartışmanın şiddetlenmesi sonucu, mağduru ölesiye dövdükten sonra, ne yazık ki hayatını kaybetmesine neden oldular.
Peki ya sonrası? Paniklemiş olmalılar. Soğukkanlılıklarını –ne kadar varsa– koruyup, işledikleri bu korkunç suçu örtbas etmek için dehşet verici bir plan yaptılar. M.A.'nin cansız bedenini, kimsenin bulamayacağını düşündükleri ıssız bir araziye götürdüler. Orada, tam 4 metre derinliğinde bir çukur kazdılar ve onu oraya, üzerini toprakla örterek gömdüler. Her şeyi, sanki hiç yaşanmamış gibi yapmaya çalıştılar.
Çürüyen Beden ve Adaletin Soğuk Nefesi
İki uzun ay boyunca, M.A.'nin ailesi ondan haber alamadı. Endişe içinde geçen günlerin ardından, nihayet bir ihbar karanlığı dağıttı. Polis ekipleri, aldıkları bilgi doğrultusunda, Gülpınar Mahallesi'ndeki boş bir araziye operasyon düzenledi. Jandarma ile birlikte yürütülen çalışmalar sonucunda, toprağın 4 metre altından, çürümeye başlamış bir insan cesedi çıkarıldı. Yapılan incelemeler, bu cesedin, kayıp M.A.'ye ait olduğunu teyit etti. İşin en ürpertici kısmı, cesedin üzerinde darp izlerinin açıkça görülmesiydi.
Deliller, katilleri işaret ediyordu. Olay yerinden toplanan kanıtlar ve teknik takipler, iki şüpheliyi, M.Ö. ve A.A.'yi, olayla ilişkilendirdi. Kolluk kuvvetleri tarafından gözaltına alınan zanlılar, ifadelerinde olayı ilk başta itiraf etmekten kaçınsalar da, sonrasında baskılara dayanamadılar. Cinayeti, 'alacaklarını alamadıkları için' işlediklerini itiraf etmek zorunda kaldılar.
Adliye Koridorlarında Sona Doğru
Savcılık ifadelerinin ardından, zanlıların işlemiş olduğu suç 'kasten adam öldürme' olarak sınıflandırıldı. Neredeyse kusursuz işlenmiş gibi görünen bu cinayet, adaletin soğuk yüzüyle karşılaştı. Çıkarıldıkları mahkemece, 'suç vasfı ağır' bulunduğu gerekçesiyle her ikisi de tutuklanarak cezaevine gönderildi. Artık, yargı sürecinin sonucunu beklemekten başka yapacak bir şeyleri kalmadı.
Bu olay, Adana'da toplumun her kesiminde derin bir şok etkisi yarattı. Basit bir parasal anlaşmazlığın nasıl bu denli vahşi bir sonla noktalanabildiği, herkesin aklını kurcalayan bir soru işareti olarak kaldı. Maalesef ki, insan hayatının bazıları için bu kadar değersiz olabildiğini bir kez daha acı bir şekilde gözler önüne serdi.