İzmir'in acıyla sarsıldığı o gece... Göz gözü görmez bir karanlık, alkolün cesaretlendirdiği pervasız bir sürücü ve hiç beklemedikleri bir anda hayatları kararan üç genç. 2022'nin o lanetli haziran gecesinde, Aliağa'da yaşanan bu korkunç trafik kazası, artık adliye kayıtlarına 'cinayet' olarak geçti.
Düşünsenize: İçkili vaziyette kamyonetinizin direksiyonuna geçiyorsunuz. Aslında her şeyi bile bile yapıyorsunuz - hem de defalarca uyarılmanıza rağmen! İşte sanık M.A.'nın durumu tam olarak buydu. Daha önce iki kez alkollü araç kullanmaktan ceza almıştı ama bu, onu durduramamıştı.
O Gece Neler Oldu?
Olay, 25 Haziran 2022'de, saatler gece yarısını geçerken Aliağa Çakmaklı yolu üzerinde meydana geldi. M.A. idaresindeki kamyonet, nedensizce şerit değiştirerek karşı yönden gelen minibüse çarptı. Çarpışma o kadar şiddetliydi ki minibüsteki üç genç -Oğulcan, Onur ve Mustafa- olay yerinde hayatlarını kaybetti. Dördüncü bir yolcu ise ağır yaralandı.
Mahkeme sürecinde ortaya çıkan kanıtlar tüyler ürperticiydi: M.A.'nın alkol oranı korkunç derecede yüksekti. Yapılan teknik incelemeler, kazadan hemen önce kamyonetin hızının saatte 100 kilometreyi aştığını gösteriyordu. Yani bu, basit bir dikkatsizlik falan değildi; insan hayatını hiçe sayan bir pervasızlıktı.
Mahkemeden Çarpıcı Karar
Aliağa 2. Ağır Ceza Mahkemesi, görülen dava sonunda çok konuşulacak bir karara imza attı. Sanık M.A. için 'kaza' değil, 'olası kastla öldürme' suçlamasıyla hüküm kuruldu. Peki bu ne demek oluyor? Basitçe söylemek gerekirse: M.A. alkollü araç kullanmanın ölüme yol açabileceğini biliyordu ama yine de bu riski göze aldı. Yani sonuçları umursamadı.
Mahkeme heyeti, sanığın daha önce alkollü araç kullanmaktan ceza almış olmasını da bu kararda kritik bir delil olarak gördü. "Tekerrür" deniyor ya hani, işte tam da o... M.A. bu tehlikeli davranışın sonuçlarını önceden biliyordu ama hiç ders çıkarmamıştı.
Peki Ya Cezası?
M.A., her biri için 8'er yıl 4'er ay olmak üzere toplam 25 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırıldı. Ayrıca sürücü belgesi de elinden alındı - ki zaten bir daha asla direksiyon başına geçmemeli bence. Tabii karar temyiz edilebilir, yargı süreci devam edecek. Ancak verilen bu hüküm, trafikteki pervasızlığın artık 'kaza' sözcüğüyle örtülmeyeceğinin güçlü bir mesajı oldu.
Bu karar, Türkiye'deki yargı tarihinde bir ilk sayılmaz belki ama emsal teşkil edecek nitelikte kesinlikle. Benzer davalarda artık savcılar ve avukatlar bu kararı referans göstereceklerdir. Çünkü bu, toplumdaki bir algıyı değiştiriyor: Alkollü araç kullanıp insan öldürmek, kaza değil cinayettir!
Üç gencin ailesi acılarını hiçbir karar dindiremez elbette. Ancak adaletin yerini bulduğunu görmek, belki onlara küçük de olsa bir teselli verir. Umarım bu karar, trafikte canavarlaşanlara da bir ders olur da bir daha böyle acılar yaşanmaz.
