O gece her şey olağandı aslında. Sessiz bir Çankaya sokağı, sıradan bir akşam... Ta ki silah sesleri duyulana kadar. İnsan hiç beklemez böyle şeyleri, değil mi? Evinin hemen önünde, tam da güvende olması gereken yerde, Akıncan Kaya'nın hayatı bir anda son buldu.
Olay yeri -inanması güç ama- gerçekten de insanların yaşadığı sakin bir mahalle. Saatler gece yarısını geçmişti, çoğu kişi uykuya dalmıştı belki de. Sonra... silah sesleri. Birdenbire. Hiç beklenmedik bir anda.
Kaçış ve Kayıp
Saldırgan ya da saldırganlar -kimdi, niyeydi, neydi- işini bitirir bitirmez ortadan kayboldular. Sanki hiç orada olmamışlar gibi. Geride bıraktıkları: bir cansız beden ve onlarca soru işareti.
Polis ekipleri olay yerine adeta üşüştü. Sararan bantlar, flaş ışıkları, ciddi yüzler... Olağanüstü bir çalışma başlatıldı hemen. Her taşın altına bakılıyor, her ipucunun peşine düşülüyor. Ama şu an için -itiraf etmek gerek- ellerinde somut bir şey yok.
Kim Bu Kurban?
Akıncan Kaya. Belki sıradan bir vatandaştı, belki değildi. Kim bilir? Hayatı nasıldı, ne yapardı, kimleri sevdi? Bütün bu sorular şimdi daha da ağırlaşıyor ölümünün ardından.
Adli Tıp Kurumu'na götürüldü cesedi. Otopsi yapılacak -ölüm nedenini, saatini, her şeyi netleştirmek için. Ailesi, arkadaşları... Onlar şu an ne yapıyor acaba? Böyle bir haberle nasıl baş edilir ki?
Bu tür olaylar insanın içini karartıyor doğrusu. Bir şehirde yaşıyorsun, evinde güvende olduğunu sanıyorsun, ama işte... Hiçbir şey göründüğü gibi değil belki de. Ankara'da böyle bir olay -evet, üzücü ama- artık sıradanlaşıyor mu ne?
Soruşturma devam ediyor tabii. Polis her yönden bakıyor olaya. Görgü tanıkları var mı? Kamera kayıtları? Komşular bir şey duydular mı, gördüler mi? Bütün bu soruların cevabı aranıyor.
Şu an için söylenebilecek tek şey: bir hayat son buldu ve katil ya da katiller ortalıkta dolaşıyor. Ürkütücü değil mi sizce de?
