
Oyun oynadığı sokak, bir anda kabusa dönüştü. Ankara'nın göbeğinde, güvenli denilen bir semtte, 13 yaşındaki Efe Can'ın hayatı, yaşıtı bir çocuğun elindeki bıçakla son buldu. İnsanın içini acıtan, akıllara durgunluk veren bir tablo bu.
Olay, Çankaya ilçesine bağlı Öveçler Mahallesi'nde meydana geldi. İki çocuk arasında çıkan tartışma—belki bir oyun kavgası, belki de anlık bir öfke patlaması—trajediyle sonuçlandı. Efe, göğsüne saplanan bıçak darbesiyle yere yığıldı. İlk müdahale oracıkta yapıldı, ambulanslar çağrıldı ama nafile. Hastaneye yetiştirilemedi.
Cenaze namazı, Dışkapı'daki Hacı Bayram Camii'nde kılındı. Kalabalık—aile, arkadaşlar, komşular, olayı duyup yüreği sızlayan yabancılar—sessizliğe bürünmüştü. Ağlayan annenin feryadı, cami avlusunda yankılandı. İnsan, "Neden?" diye sormaktan kendini alamıyor. Bu yaştaki bir çocuk, şiddetin bu denlisine nasıl bulaşır?
Efe'nin son yolculuğu, Cebeci Asri Mezarlığı'nda noktalandı. Toprak, genç bir bedeni, umutları, hayalleri yuttu. Aile—perişan, paramparça—mezar başında hıçkırıklara boğuldu. Komşular, "Çok uslu, çok sevilen bir çocuktu" diye anlattılar onu. Sokaklar, bir daha asla eskisi gibi olmayacak.
Şüpheli Çocuk Gözaltında
Olayın şüphelisi—Efe'nin yaşıtı başka bir çocuk—kısa süre içerisinde gözaltına alındı. Emniyet, soruşturmayı derinlemesine yürütüyor. "Çocuk şiddeti" meselesi, bir kez daha toplumun gündemine oturdu. Uzmanlar, aile içi eğitimin, okuldaki rehberlik hizmetlerinin, sosyal çevrenin önemine dikkat çekiyor. Peki, bu acılar bir daha yaşanmasın diye ne yapmalı?
Ankara—başkent—bugün bir ailenin acısına tanıklık etti. Sokakların güvenliği, çocukların geleceği, hepimizin meselesi. Efe Can'ın adı, bu trajedinin simgesi olarak hafızalara kazındı. Mekanı cennet olsun.