Şanlıurfa'da Toprak Kavgası Kanlı Bitti: Eski Ziraat Odası Başkanı Kurban Gitti!
Şanlıurfa'da Toprak Kavgası Cinayetinde Flaş Gelişme

Şanlıurfa'da yaşanan ve yürekleri burkan bir cinayet davasında sular durulmak bilmiyor. Eski Ziraat Odası Başkanı Mehmet Hıdır Çakmak'ın hunharca katledilmesinin ardından, adliye koridorlarında yankılanan yeni gelişmeler, olayın ne denli sıradan bir arazi anlaşmazlığından çıktığını gözler önüne serdi.

Hani derler ya, 'kara toprak kana boyanır' diye... Öyle oldu işte. İnsanlar bir avuç toprak için nasıl canavarlaşabilir? Mehmet Hıdır Çakmak, mesleğinde oldukça tanınan, tarım sektöründe söz sahibi bir isimdi. Fakat bilmediği bir şey vardı: Bazı hesapların içinde sadece bir piyondu.

Olayın Karanlık Dehlizlerinde Yatan Gerçek

Savcılık iddianamesi ve zanlıların verdiği ifadeler -ki bunların bazıları tüyleri diken diken edecek cinsten- cinayetin aslında uzun zamandır planlandığını ortaya koyuyor. Sanki bir gerilim filminden fırlamışçasına, her detayıyla önceden kurgulanmış bu suç, aslında 'komşunun komşuya ettiğini' gözler önüne seriyor.

Olay şu: İki aile arasında, senelerdir süregelen bir arazi sorunu var. Kimin hakkı kimin haksız olduğu tartışılır dururken, birileri için artık sabır taşmış. Ve ne yazık ki, bu sabırsızlığın bedeli, Mehmet Hıdır Çakmak'ın canıyla ödenmiş.

Zanlıların İtirafları Kan Dondurucu

Yakalanan zanlıların ifadeleri, olayın nasıl soğukkanlılıkla planlandığını anlatıyor. Adeta bir av planlar gibi... Bir kişi 'tetikçi' olarak görevlendirilirken, diğerleri olay yerinden uzaklaşmak için gerekli planları yapmış. Peki ya sonrası? Kan, acı ve pişmanlık... Pişmanlık mı? Aslında çoğu için pişmanlık değil, yakalanmış olmanın verdiği rahatsızlık.

Olayın bir de 'azmettirici' boyutu var tabii. İşin ilginç tarafı, bu kişinin de olayla doğrudan bağlantılı olduğu iddia ediliyor. Yani, sadece tetiği çeken değil, tetiğe kimin parmağının bastırdığı da meçhul değil.

Adalet Terazisi Şimdi Ne Gösteriyor?

Şanlıurfa Adliyesi'nde devam eden dava, aslında toplumun kanayan bir yarasına da parmak basıyor: İnsanlar neden çözümü şiddette arar? Arazi, para, mal mülk... Bunların hepsi geçici şeyler değil mi? Bir insanın hayatından daha değerli olabilir mi?

Mahkeme sürecinde, tanık ifadeleri ve deliller tek tek masaya yatırılıyor. Savcılık, zanlılar hakkında ağır cezalar istemiş durumda. Fakat aileler için asıl önemli olan, adaletin yerini bulması. Mehmet Hıdır Çakmak'ın ardından kalanlar ise bir ömür boyu sürecek bir acı ve yası taşıyor.

Bu olay, sadece Şanlıurfa'nın değil, tüm Türkiye'nin kanayan bir yarası aslında. Toprak kavgaları, aileler arası düşmanlıklar ve sonu gelmeyen husumetler... Ne zaman bitecek bu kan davaları? Kimse bilmiyor. Ama bilinen bir şey var: Adalet yerini bulmalı. Aksi takdirde, her birimiz bir gün aynı kaderi paylaşabiliriz.