
Bazen hayat, en acımasız senaryoları bile geride bırakacak trajedilerle karşımıza çıkıyor. Adana'da yaşanan bu olay da onlardan biri – insanın içini acıtan, gözlerini dolduran cinsten.
Her anne gibi o da evladını kötülüklerden korumak için çırpınıyordu. Melek Y., tam tamına 19 yaşındaki oğlunun yanlış yollara sapmaması için gece gündüz demeden mücadele etti. Ama kim bilebilirdi ki bu mücadelenin bedelini canıyla ödeyeceğini?
O Gece Her Şey Değişti
O korkunç gece, evde her şey normal görünüyordu belki de. Ta ki oğlu M.Y.'nin elinde belirene kadar o silah. Tartışma kızıştı, sesler yükseldi. Ve sonra... o an. Bir silah sesi, ardından çığlık sesleri.
Melek Hanım, oğlunun ateşlediği kurşunla yere yığıldı. Hayatının son anlarında bile – inanmak güç ama – "Oğlumun elinde kalsın" diye fısıldadı. Evet, tam olarak bunu söyledi: "Suç aleti olmasın."
Bir Annenin Son Fedakarlığı
O silah, oğlunun geleceğini karartabilirdi. Bu düşünce, ölüm döşeğindeki bir anne için dayanılmazdı. Son nefesini verirken bile evladını düşünüyordu. İnsanın tüylerini diken diken eden bir fedakarlık değil mi sizce de?
Olay yerine gelen sağlık ekipleri ne yazık ki yapabilecekleri bir şey olmadığını söylediler. Melek Y., kollarında can vermişti. Arkasında ise tarifsiz bir acı ve cevaplanmamış sorular bırakarak...
Peki Ya Sonrası?
Oğlu M.Y. olay yerinden kaçtı. Ama Adana polisi peşine düştü. Kısa sürede yakalandı – annesinin cansız bedeni başında hissettiği pişmanlık ve şokla belki de.
Savcılık ifadesi sırasında "Kazayla oldu" dedi. Ama silah nereden çıkmıştı? Neden evlerindeydi? Bu soruların cevapları hâlâ belirsiz.
Mahkeme süreci devam ediyor. Adalet yerini bulacak mı? Bilinmez. Ama kesin olan bir şey var: Bir anne, evladı uğruna canından oldu. Ve bu acı, o ailenin yüreğinde hep taze kalacak.
Bu trajik hikaye, aile içi şiddetin ne kadar korkunç boyutlara ulaşabildiğini bir kez daha gözler önüne serdi. Belki de hepimizin üzerine düşünmemiz gereken bir konu bu – sevgiyle başlayan ilişkiler nasıl oluyor da bu kadar acımasız sonlanabiliyor?