Antalya'nın göbeğinde, gün ışığı altında, her şey bir anda oldu. Sıradan bir gündü, ta ki o silah sesleri ortalığı inletene kadar. Bir adam, sırf yolda yürüyor diye, hiçbir sebep yokken hedef haline geldi. Kurşunlar peş peşe geliyordu – belki de en korkuncu, saldırganın soğukkanlılığıydı.
Olay, Döşemealtı İlçesi'nde meydana geldi. İddiaya göre saldırgan, tanımadığı bir kişiye defalarca ateş açtı. Silahını doğrulttu, tetiği çekti… ve sonra bir daha… ve bir daha. Sanki zaman durmuştu. Etraftakiler donup kalmış, ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. O an orada olan biri, "Hayatımda duyduğum en korkunç seslerdi," diye anlatıyor sonradan.
Neyse ki, mucize eseri, hedef alınan kişi olay yerinden yara almadan kurtulmayı başardı. Fakat yaşadığı korku ve travma, tarif edilemez boyuttaydı. Olay yerine çağrılan sağlık ekipleri, şok geçiren mağduru ilk müdahalelerinin ardından hastaneye kaldırdı.
Polis, olay yerine hızla intikal etti. İlk belirlemelere göre, saldırgan ile mağdur arasında daha önceden bilinen bir husumet yoktu. Yani, bu tamamen nedensiz, anlamsız bir şiddet eylemiydi. Saldırgan, kısa süre sonra yakalanarak gözaltına alındı. İfadesi alındı, savcılık işlemi başlatıldı.
Sonuç? Saldırgan, "kasten öldürmeye teşebbüs" suçlamasıyla adliyeye sevk edildi. Şu an yargı önünde hesap veriyor. Bu tür olaylar, toplum olarak güvenliğimiz konusunda hepimizi derinden düşündürüyor. Sokakta yürürken bile kendimizi güvende hissetmek en temel hakkımız değil mi?
