Muğla'da, insanın içini acıtan, tüylerini ürperten bir olayın hükmü nihayet verildi. Eski dostlukların, anıların nasıl bir anda kana bulanabileceğini gösteren bu korkunç vakada, sanığa ağır bir ceza kesildi. 15 yıl... Ömürden giden on beş uzun yıl.
Olay, geçtiğimiz yılın o bunaltıcı yaz günlerinden birinde patlak vermişti. İki arkadaş – evet, bir zamanlar can ciğer iki dost – arasında çıkan ve kimsenin tam olarak ne olduğunu anlayamadığı bir tartışma. Öfke, kontrol edilemez bir hale gelmiş ve her şeyi alt üst etmişti. Silah çekilmiş ve bir anda her şey bitivermişti. Geriye sadece acı, pişmanlık ve parçalanmış bir aile kaldı.
Mahkeme salonundaki hava ise ağır, buz gibiydi. Sanık, yaptığından pişman mıydı bilinmez ama yüzündeki ifade donuktu. Savcı, olayın vahametini vurgularken, 'tasarlayarak' değil de 'kasten' öldürme üzerinden gitmişti. Bu ayrım, cezanın şeklini de belirleyen en kriterk noktalardan biri oldu.
Ve nihayet, beklenen an. Hâkim, kararı okurken salondakiler nefeslerini tutmuştu. Sanık H.K.'ya, 'kasten öldürme' suçundan tam 15 yıl hapis cezası verildi. Karar, adaletin yerini bulduğunu hissettirse de, geri getirilemeyecek bir hayatın acısını dindirmiyor tabii ki. O eski gülüşler, o paylaşılan kahkahalar, artık sadece birer anı...
Bu olay, bir kez daha gösterdi ki; öfke anında verilen bir karar, sadece bir hayatı sonlandırmıyor, onlarca hayatı bir anda karartıyor. Geri dönüşü olmayan bir yola giriliyor. İnsan, 'keşke' demekten kendini alamıyor. Muğla'da yaşanan bu trajedi, hepimize çok acı bir ders niteliğinde adeta.
