Ayşe Tokyaz Cinayetinde Sarsıcı Gelişme: Polis ve Güvenlik Görevlisinden Delil Karartma Şüphesi!
Ayşe Tokyaz Cinayetinde Polis ve Güvenlik Görevlisine Şok İddia

İstanbul’un Sultanbeyli ilçesinde yaşanan ve tüm Türkiye’yi yasa boğan Ayşe Tokyaz cinayetinde, adeta bir gerilim filminden fırlamışa benzeyen yeni detaylar gün yüzüne çıktı. Olay, sıradan bir vatandaşın başına gelebilecek en korkunç senaryolardan biriydi aslında. Ancak sonrasında gelişen olaylar, işin içine güvenlik güçlerinin de karıştığı iddialarıyla, durumu tam bir adalet dramına dönüştürdü.

Olay yerine ilk intikal eden polis ekiplerinden bir memur ile site özel güvenlik görevlisinin, fail lehine hareket ettiği ve delilleri karartmaya yönelik bir çaba içine girdiği öne sürülüyor. Peki nasıl mı? İddialara göre, bu kişiler zanlıya kritik zamanı kazandırarak kaçması için fırsat yaratmaya çalışmış. Üstelik bunu yaparken de olay yerindeki dijital verilere – o manyetik kartlı geçiş kayıtlarına – müdahale etmişler.

O Geceye Dair Ürperten Anlar

O karanlık gece, her şey çok hızlı gelişti. Ayşe Tokyaz’ın cansız bedeni bulunduğunda, olay yerindeki kordon altına alınmış alan aslında çoktan ihlal edilmişti bile. İşte tam da bu noktada, görev başındaki bir polis memurunun, zanlının olay yerinden uzaklaşmasına göz yummakla kalmayıp, adeta ona yardım ettiği iddiası, vicdanları bir kez daha sızlatıyor. Düşünsenize, size güvenip de yardım beklediğiniz kişiler, en kritik anda sırtınızı dönüveriyor.

Öte yandan, sitenin güvenlik görevlisinin de aynı şekilde, olay sonrasındaki kayıtları manipüle etmeye kalkıştığı belirtiliyor. Manyetik geçiş kayıtlarını silmek? Bu, ancak çok planlı ve soğukkanlı bir hamle olabilir. İnsan ister istemez düşünmeden edemiyor: Neden? Bu işin arkasında ne var?

Sorular ve Sessizlikler

Savcılık iddianamesi, bu iki isim hakkında da ‘resmi belgede sahtecilik’ ve ‘delil karartma’ suçlamalarıyla harekete geçmiş durumda. Fakat herkesin aklındaki soru aynı: Bu, buzdağının sadece görünen kısmı mı? Yoksa daha derinlere inildikçe, bağlantılar daha da karmaşık bir hal mi alacak? Kamuoyu, bu soruların cevaplarını beklerken, bir yandan da adalet sistemine olan güvenin nasıl sarsıldığını hissediyor.

Ayşe Tokyaz’ın ailesi, bu karanlık tabloya rağmen, gerçeklerin peşini bırakmayacaklarını her fırsatta haykırıyor. Onların bu mücadelesi, aslında hepimizin sessiz kalmaması gereken bir mesajı da beraberinde getiriyor: Adalet, sadece bir kurumun değil, hepimizin ortak talebi olmalı.

Sonuç olarak, bu dava sadece bir cinayetin değil, aynı zamanda güven ve inanç üzerine kurulu sistemlerimizin de bir sınavı haline geldi. İstanbul’da bir sokak lambasının altında başlayan bu trajedi, şimdi tüm Türkiye’nin gözlerini üzerine diktiği bir adalet mücadelesine dönüştü. Gerçekler ne kadar acı olursa olsun, ortaya çıkarılmalı.