Ankara'da yaşanan ve tüm Türkiye'yi yasa boğan Ayşe Tokyaz cinayeti davasında, adalet tekeri sonunda dönmeye başladı. Olayın ardından görev başındayken ifade vermekten imtina eden dört polis memuru hakkında savcılık harekete geçti. Resmen dava açıldı!
Şimdi, o günleri hatırlayalım... Ankara'nın göbeğinde, adeta bir insanlık dramı yaşanmıştı. Ayşe Tokyaz'ın hayatı hunharca sonlandırılmış, ardından da karanlık bir sessizlik perdesi aralanmak istenmişti. İşte tam da bu noktada, olay yerine ilk intikal eden polis ekiplerinin 'ifade vermeme' kararı, kamuoyunda büyük bir infiale yol açmıştı.
Peki neden? Neden görevin başındaki memurlar, adli sürece destek olmak yerine susmayı tercih etmişlerdi? Bu soru, aylardır hem Ankara sokaklarında hem de sosyal medyada yankılanıyordu.
Savcılık Devreye Girdi: Artık Sessizlik Yok!
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, nihayet beklenen adımı attı. İfade vermekten kaçınan dört polis memuru hakkında 'suç duyurusunda bulunmama' suçundan dava açılmasına karar verildi. Evet, yanlış duymadınız—artık yargı önünde hesaplaşma vakti.
Olay aslında şu: Polis memurları, görevleri sırasında tanık oldukları veya şüpheli durumlara ilişkin bilgileri adli makamlara aktarmakla yükümlüler. Ama bu dört isim, ne yazık ki bu yükümlülüğü yerine getirmekten kaçındı. Peki ya sonuç? Hukuk, en nihayetinde işliyor.
Detaylar ve Yasal Süreç
Savcılık tarafından hazırlanan iddianamede, söz konusu polis memurlarının TCK'nın 279. maddesine muhalefet ettikleri belirtiliyor. Yani, görevlerini yapmamakla suçlanıyorlar. Davanın Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliği'nde görüleceği duyuruldu.
Bu arada—biliyor musunuz?—Ayşe Tokyaz'ın ailesi, aylardır adalet için mücadele ediyor. Onların sesi, artık mahkeme salonlarında yankılanacak. Umuyoruz ki, bu dava, sadece bir cinayetin değil, aynı zamanda 'görevini yapmamanın' da yargılandığı bir sürece dönüşür.
Son dakika gelişmeleri takip etmek isteyenler için: Duruşma tarihleri henüz belli değil, ancak sürecin yakından izleneceği kesin. Ankara'da adalet, Ayşe Tokyaz'ın ardından ağır ama emin adımlarla yürüyor.
Unutmayalım—sessizlik, suçluları değil, ancak mağdurları cezalandırır. Bugün, bu dava ile bir nebze de olsa o sessizlik perdesi yırtılıyor.
